İstiklâl Marşı Derneği, İstiklâl Marşının kabulünü sağlayan meclis ile Lozan’ın kabulünü sağlayan meclisin aynı meclis olmadığını vurguluyor. Ve diyor ki biz ‘İstiklâl Marşı’ Derneğiyiz. ‘Lozan’ derneği değiliz. Bunun Sevr’in tercih edilmesi anlamına gelmeyeceği besbelli. Ama bildiğimiz şey şu: Eğer İstiklâl Marşı metin olarak ortaya çıkmamış olsaydı, biz ‘Türkiye’ diye bir yeri tarif edemeyecektik. Ve sonuçta Müslüman’ın sözünün geçtiği yer, aynı zamanda onun ibadet edebildiği yer olduğu gerçeğinin gereğinden de mahrum kalacaktık. İstiklâl Harbinin galibinin kim olduğunun tespitini amir İstiklal Marşı.
"Türkiye'de, İstiklâl Harbi’ni kaybedenler bir an pes etmedi, İstiklâl Harbi’ni kazananlar bir an söz sahibi olmadı."
Türkiye diye bir ülke olduğunu kabul ettiğiniz zaman Büyük Yunanistan’ın bir parçası olmadığımızı, Ermenistan’ın bir parçası olmadığımızı, Kürdistan’ın bir parçası olmadığımızı, Gürcistan’ın bir parçası olmadığımızı söylemiş oluyoruz.
Kim bugün Türkiye’nin mevcut sınırları aleyhine bir işin içindedir; o Allah’la savaşıyor demektir.
Ne zaman sadakat gösterdin de bundan dolayı zarara uğradın? Bunu kendi hayatınızda, kendiniz söyleyin.
1921 yılında olduğu gibi Türklerin tarih sahnesinden silinme tehlikesi bugün de var.
Türkiye’de yaşayan insanları tehdit etmek, şantaj uygulamak dünden daha kolay.
Türkçede göğüs dediğimiz şeyin bir adı da “iman tahtası”dır. Biz Türkler bir şeye göğüs gerdiğimiz zaman zulmün, cehaletin, küfrün rağmına bir duruşu seçmiş oluruz.