"Hayat tasarruf edilemez. Ama hayatımızı ya sarf veya israf ederiz. İstiklâl Marşı Derneği kurulana kadar biz hayatımızın israf edildiğine yanıp yakılan insanlardık. Şimdi önümüzde hayatımızın sarf edilebileceği bir yol görünüyor. İstiklâl Marşı Derneği'ni, intisabı sadakası verilmiş olanlara nasip olan cemiyet olarak görüyoruz.”
“İstiklâl Marşı’nın Anayasa’dan çıkmasında bir mahzur yok.” diyen herkes Türkiye’nin bir birim olarak, bir ülke olarak varlığından vazgeçmiş demektir.
İstiklâl Harbi’ni, “Ben bu toprakları gâvura yedirmem.” diyen bir avuç insanla kazandık.
"Dünyada İslâm'ın bir istiklâl iddiasında bulunduğu yegâne ülke Türkiye'dir. Hiçbir ülkede İslâm'ın istiklâli uğruna idareye hâkim olmuş bir zümrenin mevcudiyeti bahis konusu değildir.
İstiklâl Marşı, milli marş olarak kabul edildikten kısa bir zaman sonra, Sakarya Meydan Muharebesinin Türklerin zaferiyle sonuçlanmasının hemen ardından, rafa kaldırıldı.
Türkiye’nin yaşama şartları bakımından özenilir bir yer haline gelmesi Mekke ve Medine’nin İslâm kültürüne geri dönmesinin başlangıcı olacaktı.