"Hayat tasarruf edilemez. Ama hayatımızı ya sarf veya israf ederiz. İstiklâl Marşı Derneği kurulana kadar biz hayatımızın israf edildiğine yanıp yakılan insanlardık. Şimdi önümüzde hayatımızın sarf edilebileceği bir yol görünüyor. İstiklâl Marşı Derneği'ni, intisabı sadakası verilmiş olanlara nasip olan cemiyet olarak görüyoruz.”
Biz Türkler bir Sivas Kongresi toplamamış olsaydık, bir İstiklâl Harbi vermemiş olsaydık şimdi İslâm’ın arz üzerinde ancak müzelik bir kıymetinden bahis açılabilecekti.
Türkçede göğüs dediğimiz şeyin bir adı da “iman tahtası”dır. Biz Türkler bir şeye göğüs gerdiğimiz zaman zulmün, cehaletin, küfrün rağmına bir duruşu seçmiş oluruz.
Millî pazar, belli bir coğrafî alanda insanların hayatlarını birbirlerine bağlı devam ettirmeleridir.
"Dünyada İslâm'ın bir istiklâl iddiasında bulunduğu yegâne ülke Türkiye'dir. Hiçbir ülkede İslâm'ın istiklâli uğruna idareye hâkim olmuş bir zümrenin mevcudiyeti bahis konusu değildir.
"Türk milleti XIII. asırda doğmuştur ve bu doğumda ebeliği Yunus Emre yapmıştır.
"Türkiye'de insan olmanın, insanın şerefini temsil etmenin bir yolunu bulmamız gerekiyor.