Birileri kendilerini bir şekilde göstermeye çalışabilir ama siz hangi tabiattaysanız kendi tabiatınızda olanları fark edeceksiniz demektir. Onun için ilk yapılacak iş kendi tabiatımızı tanımak olmalı. Yani kendi tabiatımızı nasıl tanırız? Yani “vay canına ben berbat bir adammışım” diye tanıyamazsınız kendi tabiatınızı. Kendi tabiatınızı Allah’ın indirdiğine ne kadar denk düştüğünüzü fark ederek tanırsınız. İnsanın kendisini tanıması demek Allah’ın indirdiğinin seni ne kadar izah ettiğini bilmek demektir.
Türkiye’de yaşayan insanları tehdit etmek, şantaj uygulamak dünden daha kolay.
Türkiye’de İslamiyet’in bir itikadî zenginlik olduğu anlaşılmadıkça Türkiye’nin akıbetinin kötü bir akıbet olmasına engel olunamaz.
İstiklâl Marşı’nın yer almadığı anayasa her halükârda 17. asırda doğmuş olan ya da en büyük şahlanışını gerçekleştirmiş olan Avrupa Medeniyeti’nin kıytırık bir ilâvesi olmayı kendisi için iyi sayacaktır.
Biz diyoruz ki Tanzimat sonrasında Türk Milleti’nin varlığına yönelmiş tehditler başlangıçta lisana dair tehditlerdir.
"Şerefimizi birilerine satmak üzere 'iman sahibi' olmayı gözeten insanlardan ayrıldığımız için
"Türkiye'de 'elhamdülillah Müslümanım' diyen insanlar, davalarını mevkilerine vasıta kılmaya tevessül etmeselerdi,
İslamiyet’in faidesine değil; onun istismar ve suistimaline talibiz cümlesi bariz bir metod olarak asırlardır yürürlüktedir.