İnsanlar Kuran-ı Kerim’in niye nazil olduğunu, niçin Müslümanların Mekke’den Medine’ye hicret ettiklerini anlamadıkça kendilerine bir çıkış yolu bulamazlar. “Bulurlar” diyenler kâfirin ta kendisidirler. Yani “Kur’an’ı boş ver, ben doğrusunu biliyorum” dediğin zaman sen Müslüman olabiliyor musun? Yani nasıl olabiliyorsun? “Ben de Müslüman’ım ama Kur’an okumam.” Yani Allahın vaadinin hak olduğunu bilerek bir şeye başlarsın. Haa yapamadık. O zaman kabahat sende. Yani sen ne zaman sadakat gösterdin de bundan dolayı zarara uğradın? Bunu kendi hayatınızda, kendiniz söyleyin. Ne zaman hayatınızda sadakat gösterdiniz de bunun zararını gördünüz? Hiçbir örnek gösteremezsiniz. Ama kendi hayatınızda geriye doğru bakın: Ne zaman ihanet ettiniz o zaman onun beş misli zararını gördünüz. Hepimiz için doğru olan bir şey bu. Yani onun için doğru bir şeyi yapmaktan korkmak kime düşer?
Türk milleti birçok kavmi bünyesinde erittiyse, bunu herhangi bir kavme mahsus kültür içinde erimemiş olmasına borçludur.
Kendi kurtuluşunu Türkiye dışında arayan bir insanın Türkiye’nin istiklâliyle ilgilendiğini söylemek çocukça bir şeydir.
"Dünyada İslâm'ın bir istiklâl iddiasında bulunduğu yegâne ülke Türkiye'dir. Hiçbir ülkede İslâm'ın istiklâli uğruna idareye hâkim olmuş bir zümrenin mevcudiyeti bahis konusu değildir.
“Eğer Türkler Sakarya Meydan Muharebesi’ni zaferle sonuçlandırmamış olsaydı Anadolu’da bir tek Müslüman bırakmayacaklardı.”
1982 Anayasası’nda İstiklâl Marşı’nın zikredilmesinin bir tek açıklaması olabilir: İstiklâl Marşı’nda dile getirilen şeylerin mevcudiyetinin ortadan kalkması tehlikesi barizdir.
"Ne AB'ye uyum sürecinde kanunları değiştirilen Türkiye'nin, Türkiye olarak kalmasına ne de Türkiye olarak kaldığı müddetçe bu ülkenin AB’ye girmesine...
Size deniliyor ki, ne istiyorsunuz, geçinecek kadar para değil mi? Çoluğun çocuğun da sefil olmasın, işte bu kadar.