"Türkiye'de Başbağlar Katliamını Bilenler Yüzde Onu Geçmez"

İstiklâl Marşı Derneği’nin “Sönmez Ocağın Beş Yılı” adlı sergisi 29 Eylül Cumartesi günü Başbağlar Köyü’nde açıldı. Serginin açılışı münasebetiyle İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel bir konuşma yaptı.

HULEFA-İ RAŞİDİN’DEN BERİ GELEN TEK İSLAMİ KURULUŞ

İstiklâl Marşı Derneği’nin Hulefa-i Raşidin devrinden bugüne kadar emrini yalnızca Allah’tan alan yegâne kuruluş olduğunu söyleyen Genel Başkan İsmet Özel, bütün bu dönem boyunca Müslümanların dünya şartlarının gereklerine uygun davranmaktan başka çareleri olmaksızın, ellerini kollarını kıpırdatamayacaklarını düşünerek yaşadıklarını; bu yüzden de Allah ve Resulü’nün neyi emrettiğinin ikinci plana itildiğini söyledi. İlk defa İstiklâl Marşı Derneği’nin “Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın” mısraının yer aldığı metni esas aldığını söyleyen Genel Başkan İsmet Özel, İstiklâl Marşı Derneği’nin İstiklâl Marşı’nın metnini fikir dünyasının sınırları olarak kabul ettiğini belirtti. “Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var” mısraını hatırlatan Genel Başkan İsmet Özel, burada sınırın kendi varlığımızla mukayyet oluşuna dikkat çekerek “Biz ne kadar Müslüman’sak yeryüzünde o kadar İslâmî hakikat var demektir” dedi.

TÜRKİYE'DE BAŞBAĞLAR KATLİAMINI BİLENLER YÜZDE ONU GEÇMEZ

Başbağlar katliamından bahisle “Burada ölen insanlar kimlerdi ve bu insanlar Müslümanların nesi oluyorlardı?” sorularını dile getiren Genel Başkan İsmet Özel sözlerine şöyle devam etti: “Neden Başbağlar’dayız? Çünkü burada bir şey bahane edilerek bir katliam yapıldı ve herhalde birilerine bir işaret çakıldı. Sivas’ta bir şey başlatıldı; o bahane edilerek burada bütün dünya Müslümanlarının gözünü korkutacak bir katliam yapıldı. Türkiye’de 75 milyon insan yaşadığı söyleniyor. Bu insanların yüzde doksanı değilse bile yüzde yetmişi Sivas’ta bir otel yakıldığı haberine muttalidir. Fakat – tabii kalbimden geçeni söyleyeyim ki - Başbağlar’da katliam yapıldığını bilen insan sayısı Türkiye’de yüzde onu geçmez.

Genel Başkan İsmet Özel konuşmasına devamla şunları ifade etti: “Bugün Başbağlar’a gelişimiz semboliktir: Bu memleketin sahiplerini devre dışı bırakanın canını yakmaya hazırız. Bu memleketin sahiplerinin canını yakanın canını yakmaya hazır olduğumuzu ilan ediyoruz. Eğer bu köyde katliam olduysa o katliamı yapanların misliyle katliama uğraması fikrini savunuyoruz; barışı değil. Türkiye’de Türk olmadığı halde hak sahibi olduğunu iddia edenlerin tasfiye edilmesini savunuyoruz. Türkiye’de sadece Türkler hak sahibidir. Türk olmayanların Türkiye’de hiçbir hakkı yoktur. Çünkü Türkiye diye bir devlet ve ülke Türklerin canlarından vazgeçmeleriyle olmuş bir şeydir.”

“‘Bana ne yapıyorlar?’ ve ‘Benim memleketime ne yapıyorlar?’ Bu ikisi birbirinden ayrılmaz. Sana ne yapıyorlarsa senin memleketine de onu yapıyorlar. Onun için eğer Başbağlar’da katliam olduysa seni öldürdüler demektir. Sen bir çaresini bulup hortlamazsan onların bayramı devam edecek demektir. Tamam öldün, ama hortla!”

MUSTAFA KEMAL BİRİNCİ MECLİSE KARŞI “DARBE” YAPMIŞTI

Türkiye toprağının dünyada başka hiçbir toprakla karşılaştırılamayacak bir toprak; Türk Milleti’nin ise başka hiçbir insan topluluğuyla mukayese edilemeyecek bir millet olduğunu söyleyen Genel Başkan İsmet Özel Türkiye’de sosyalist bir dönüşüm yaşanması mümkün olsaydı bunun dünyanın başka yerlerinde olup bitenlere mümasil bir şey olmayacağını ifade etti: “Türkiye’de sosyalist bir dönüşüm yaşanması Türkiye’de insan çoğunluğunun layık olduğu gücü elinde tutabilecek bir işleyiş sağlamak demekti.”
Genel Başkan İsmet Özel devamla şunları ifade etti: “Bizi hangi belalara sürüklemek istiyorlar: Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması, yeni anayasa ve başkanlık sistemi. Bu üç bela! Bunları size lokum diye söylüyorlar, değil mi? Bu lokumu yediniz mi bir daha ne Türkiye’den ne de Türk Milleti’nden bahsedebilirsiniz. Bu ülkede milletvekili dokunulmazlığı kaldırılır, yeni bir anayasa yapılır ve başkanlık sistemine geçilirse her şeyin sonu gelmiş demektir. Bizim ülkemizde milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması bir tarafa dokunulmazlığın çok güçlendirilmesi lazım. Ama sen vatan hainlerini milletvekili yaparsan o zaman milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması iyi bir şey gibi görünür sana.”

“Parlamenter sistem Türkiye Cumhuriyeti’nin var olmasının mayasında olan şeydir. Ama daha başında Mustafa Kemal, bizzat Birinci Meclis’i lağvetmiş! Şimdi darbe aleyhtarlığı diyorlar. İlk darbeyi o yapmış! Sen kim oluyorsun da meclisi lağvediyorsun? Yerine İkinci Meclis geldi. İstiklal Marşımızın şairi Birinci Meclis’te var, İkinci Meclis’te yok! İkinci Meclis’te Atatürk’ün ayaklarını öpen Yahya Kemal var, şair olarak. Bizzat gidip ayaklarını öpen adam. Öyle mecaz değil. Neden Mustafa Kemal Birinci Meclisi lağvediyor? Çünkü bunlar milletvekili kaldığı sürece Lozan Anlaşması kabul edilemez, tasdik edilmez. Lozan Anlaşması’nın ne kötülüğü var? Niye bunlar tasdik etmez? Çünkü Lozan Anlaşması Misak-ı Milli’yi reddeden, hesaba katmayan bir anlaşmadır. Misak-ı Milli’de sadece Musul değil, Selanik ve bugünkü Bulgaristan’ın üçte biri de vardı.”

 29 Eylül 2012, Başbağlar