İstiklâl'in Son Yürüyüşü

Genel Başkanımız İsmet Özel 6 Mayıs 2011 tarihinde Gaziantep’te “İstiklâl’in Son Yürüyüşü” başlıklı bir konferans verdi. Konuşmasının başında, bu başlığın rastgele ortaya çıkmış bir ifade olmadığına dikkat çekerek, İstiklâl’in son yürüyüşünü kendine yakın sayan insanların altından kalkılması gereken bir vazifeyle irtibatlı olduklarını beyan etti.

Genel Başkan İsmet Özel, Batı dünyasında meşhur olan “Eğer çözümün bir parçası değilseniz, problemin bir parçasısınız demektir” önermesi çerçevesinde, insanların ‘Türkiye’nin idame etmesi’ meselesinin halline teveccüh etmedikleri takdirde bu meselenin  halline engel teşkil etmelerinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

27 Mayıs 1960’a kadar, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmezliğinin siyasî hayat içerisinde bir mutabakat esası olarak yaşadığını, bu konuda hiçbir fikir ayrımının bulunmadığını ifade eden Genel Başkan İsmet Özel, 27 Mayıs 1960 sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmezliğini söyleyenlerin siyasî güç kaybına uğradıklarını, bunu savunan akademisyen veya gazetecilerin ise alay konusu edildiklerini dile getirdi. Bugün bu fikrin yaşamaması bir yana, serdedildiği zaman bile takbih edilen bir fikir durumuna düşürüldüğünü söyledi.

Genel Başkan İsmet Özel, son günlerde Arap ülkelerinde yaşanan değişim rüzgârının  Türkiye Cumhuriyeti’nin manasının gölgelenmesine müteveccih bir faaliyet olduğunu, bu amaçla dünyanın her yerinde siyasî ve iktisadî veçheleriyle yoğun faaliyetlerin yürütüldüğünü ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti’nin ismi zikredildiğinde, müşahhas bir şeyden bahsedildiği hissinin yok olmasına yol açan hadiseler zincirinin dönüm noktasının 1913 yılında Amerikan senatosunca Federal Rezerv Kanunu’nun kabul edilmesi olduğunu söyleyen Genel Başkan İsmet Özel, bu tarihle birlikte dünyanın sermaye terakümü ve temerküzü bakımından en ileri ülkesinde bir operasyonun gerçekleştirildiğini, ABD’nin bütün ekonomisinin beş zengin ailenin eline geçmiş olduğunu kaydetti. Ertesi yıl patlak veren Birinci Dünya Savaşı’nın ise, savaşı çıkaranların planladıkları gibi 1915’te sona ermediğine, ancak bu plana muvafık olarak Ermeni hadiselerinin 1915’te çıkarılmasının manidar olduğuna dikkat çekti.

Gaziantep

11 EYLÜL SALDIRISI YENİ BİR PEARL HARBOR KANDIRMACASIDIR

Birinci Dünya Savaşı sonunda, dünya sisteminin işleyişine engel teşkil eden siyasi birliklerin tasfiye edildiğini, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ise, piyasa ekonomisi haricinde işleyen (non-market economy) siyasî oluşumların tasfiye edildiğini izah eden Genel Başkan İsmet Özel, her iki dünya savaşında da Amerikan halkının Avrupa’yı kendi meseleleriyle baş başa bırakmak isteğinde olduğunu hatırlattı. Amerikan halkının savaşa girme konusundaki itirazını kırmak üzere 7 Aralık 1941’de gerçekleştirilen Pearl Harbor baskını ile 11 Eylül 2001’de gerçekleştirilen saldırıların birbirine mümasil hadiseler olduğuna işaret etti.

Genel Başkan İsmet Özel, İstiklâl Marşı Derneği’nin, Türkiye’nin dünya haritasında yer tutmakta devam edip etmeyeceğiyle alakalı sonucun tayin edileceği yer olduğunu ifade ederek, seçimlerin yaklaşmakta olduğun bugünlerde, hiçbir siyasî partinin, Türkiye’nin idame edeceği fikrini esas alarak propaganda yapmadığına dikkat çekti. İnsanların, Türkiye’nin dünya haritasından silinmesini önemsiz saymalarının yanı sıra, maruz kaldıkları şartlandırmalar dolayısıyla böyle bir şeyi imkânsız gördüklerini ifade etti. Son on yıl boyunca Türkiye’de iktisadî hayatın sadece sıcak parayla döndürüldüğünü herkesin bildiğini, ancak hiç kimsenin bu paranın kaynağına dair bir soruyla veya bir yorumla alakadar olmadığını dile getiren Genel Başkan İsmet Özel, dünyadaki işlerin yürüyüş şekline uymak suretiyle Türkiye için iyi bir sonuca varılıp varılamayacağı sorusunun ehemmiyetine dikkat çekti. Bugün kendi gücüne istinat ederek dünyayı etkileyebilecek hiçbir halkın kalmayışını, milletin yücelttiği değerlerin paranın etkinliği karşısında geçersiz kılınmasıyla izah eden Genel Başkan İsmet Özel, Türkiye’nin de hiçbir iç dinamiği olmaksızın işleyen bir mekanizmaya raptedildiğini, millî varlık refleksi olarak adlandırılabilecek hususiyetin yok edildiğini ifade etti.

“KORKMA!” HİTABI SEVR MAĞARASI’NDAKİ
“KORKMA!”  İFADESİYLE İRTİBATLIDIR

İstiklâl Marşı Derneği’nin ise, dünyanın işleyişi içinde bir yer tutmak yerine, kendini ciddiye alarak Türkiye’ye mahsus değerlerin yükseltilmesini esas aldığını belirten Genel Başkan İsmet Özel, sosyalist ve İslamcı eğilimlerin buruşturulup çöpe atılmış olması sonrasında, yapılabilecek bir şey varsa bunun sadece 41 mısraa istinat ederek yapılabileceğini beyan etti. Bilhassa 41 mısraa yöneltilen itirazların dikkate alınarak onun esasları hakkında daha sarih bir kanaate ulaşılabileceğini söyleyen Genel Başkan İsmet Özel, buna örnek olarak Necip Fazıl’ın “Korkma!” kelimesine getirdiği eleştiriyi hatırlattı. “Korkma!” ifadesinden İslâmî bir geleceğin tehlikede olduğu ve bu tehlikenin atlatılması gerektiğinin anlaşılabileceğini, dolayısıyla bu hitabın Sevr Mağarası’nda Resulullah (s.a.v.)’ın “Korkma!” ifadesiyle irtibatının bulunduğunu beyan etti.


Genel Başkan İsmet Özel, bugün Türkiye’de ahirete iman eden bir insanın içinde bulunduğu konumu reddetmesi gerektiğini, Türkiye’nin yaşaması için nelerin yapılacağını birilerinin bilmesinin ise elzem olduğunu dile getirerek, İstiklâl Marşı Derneği’nin tesirini azamiye çıkarmaması halinde Türkiye’nin kalan ömrünün on yılı geçmeyeceğini haber verdi. İstiklâl Marşı’nın ne dediğinin keşfedilmesi gerektiğini, Marş’ta muhayyel olarak işaret edilen “millet”in kanlı canlı, ete kemiğe bürünmüş bir şey olduğunun gösterilmesi gerektiğini ifade etti. Genel Başkan İsmet Özel, bugün Türkiye’de eğer bir milletten bahsedilecekse bunun, özel seçmeler yapamayan bir millet halinde bulunduğunu; şayet özel seçmeler yapabilen bir millet olsa idi 1928’de ortaya çıkan kanunî zorunluluklar dışında kendi yazısını kendi bünyesi içinde devam ettirmiş olması gerektiğini beyan etti.  Bu meyanda Türkiye’de yaşayan insanların, dininin gereğini yerine getirmeyi bir haysiyet meselesi olarak görmediği gibi, mensup olduğu milletin hasletlerinin kirletilmemesi konusunda bir hassasiyet de izhar etmediğini ifade etti.

İstiklâl Marşı’nın 1921’de kabul edilmiş olması sebebiyle bu topraklarda hangi milletin hayat hakkı sahibi olduğunu sarahate kavuşturmak üzere İstiklâl Marşı Derneği’nin kurulduğunu ifade eden Genel Başkan İsmet Özel, derneğimizin bu konuda kimseyi ikna etmeye niyetinin olmadığını, sadece bu konudaki hakikati haber vermek isteğinde olduğunu beyan etti.