DAHA İYİ OLMANIN YOLU
İSMET ÖZEL
.

Bir vatandaş, daha iyi bir vatandaş… Bir Müslüman, daha iyi bir Müslüman… İyi bir kimse, daha iyi bir kimse… Değerlendirmeyi kim yapacak? Hangi çağda bazı insanların arasından diğer insanları tasnif etmeğe yetkili biri çıkmış? Hükümdarlar, idareciler, tertipçiler var. Onların varlığı bazı toplumları yaşanılır kılıyor. Bazı toplumlar ise hükümdarları, idarecileri ve tertipçileri yüzünden yaşaması çok güç şartlar altında tutuluyor. Antik çağın Grekleri ele aldıkları her şeyi sonuna kadar geliştirme çabalarıyla övünürlerdi. Bu yüzden şampiyon üreten olimpiyatları icat eden onlardır. Modernlik antik çağdan birçok çarpıklığı olduğu gibi bunu da devraldı. Meselenin aslına vâkıf olursanız ortada insan sağlığına doğrudan zararlı bir kötülüğün olduğunu görürsünüz. Dünya çapında yarışan halterci kadınları bir düşünün.  

Kur’an nâzil olunca Allah insanlığın eline mükemmel toplumun formülünü teslim etmiş oldu. İnsanlar formülün kıymetini bildiler mi? Tarihte yaşananlara göz attığımız zaman bu sualin cevabının menfi olduğunu görürüz. Hâlbuki Müslümanlar bir “Asr-ı Saadet”, bir “Hulefa-i Raşidin” devri yaşadı. Bir asra saadet asrı deyişimizin sebebi Rasulullah’ın şahadet âleminde bulunuşu yüzündendir. Yani Müslümanlar akıllarına takılan suallere cevap verecek birini aralarında bulunduruyorlardı. Hulefa-i Raşidin devri de Müslümanların kıyamet kopuncaya kadar karşılarına çıkan meselelerde hangi tavrı benimseyeceklerine dair örnekleri gördüğümüz hadiseleri kapsar. Yeniçeriliğin tesisinin Hz. Ömer’in gayri-Müslimlere karşı tutumundan etkilendiğini hesaba katın. Noksansız Müslümanlık “ehl-i Sünnet v’el cemaat” tutumu edinmekten geçer. Bu sebeple cemaat namazlarına katılmayanların evlerini birer birer yakma fikri Rasulullah’ın zihnini meşgul etmiştir.     

Bununla birlikte daha iyi olmanın yolunun başkalarının hatalarını görmekten ve failleri kınamaktan geçmediğini hatırda tutmalıyız. Başkalarını kınamanız işlediğiniz günahları dillendirmeniz gibi bir şeydir. Yani ifa ettiğiniz, ika ettiğiniz hangi günahı olursa olsun birine itiraf ederseniz yeniden o günahı işlemiş durumuna düşersiniz. Kötülüğün vuku bulduğunu söyleyen bir kötülük daha işlemiş olur. Buna mukabil kabahatleri gizlemek daha iyi olmanın yolunu genişletir. Çünkü kabahatli olanın nedamet getirme ihtimali artar. Bu cümleleri okumuş olanlar bana “hadise hiç de senin tasvir ettiğin gibi değil” diyebilirler. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, kabahatleri gizli kalanlar bundan bir haklılık payı çıkarıyor ve tahammül edilemeyecek cürümler için fırsat yakaladıklarını sanıyorlar. Şunu hatırdan çıkarmayın: Kâinatın yönetimi Allah’ın elindedir. Hem şahadet âleminde ve hem de ahirette kimin neyi, niçin işlediğini bilen var. Bunun yanı sıra Allah’ın kulları insan eliyle türetilmiş bozukluklara tâbi olup olmadıklarından sorumludur.

Modern dünyanın işleyişine bakıp iş işten geçti demeyin. Allah’ın size hangi fırsatları sunduğunu o fırsatlara talip olanlar görecektir. Biz evine üzerinde para bulundurmaksızın giren peygamberin ümmetiyiz. “Bizim bu sünneti takip etmemizin imkânı bize bırakılmadı” diyebilirsiniz. Bunu demiş olmanız daha iyi olmanın yolunu aramaktan vazgeçmediğinize delildir. İçinde bulunduğumuz şartları yaratan Allah zorlayıcılıktan günaha bulaşmadan kolaylaştırmağa nasıl geçileceğinin usulünü de yaratmıştır. Bir toplum iç işleyişinde ihanete uğramadan mağlup olmaz. Allah katında yegâne dinin İslâm olduğuna inananlar karşılarına İslâm’ı temsil ediyormuş edasıyla çıkanların gerçek yüzlerini ortaya çıkarmak zorundadırlar. Müslümanların elinden kendi kabristanlarında istirahat etme hakkı 100üncü yılı kutlanılan Cumhuriyet’le alınmıştır. Asri mezarlık adı takılan yerler Müslimlerin olduğu kadar gayri-Müslimlerin de defnedildikleri yerlerdir. İstanbul’daki Karacaahmet Mezarlığı da Müslümanların ister istemez gömüldükleri bir asri mezarlıktır.

Tevfik Fikret “Toprak vatanım, nev-i beşer milletim…” diyesiymiş. Bu ifadede İslâm’ın reddinin en parlak yansıması vardır. Çünkü Müslümanlar yerküreyi dolduranları ikiye ayırmakla en isabetli ayrımı dile getirmişlerdir. Bir yanda Dar-ül İslâm’da yaşayanlar bulunur. Bunlar her insan için emniyetin nerede bulunduğunun tadını bilenlerdir. Karşılarında ise Dar-ül Harp ahalisi yer alır. Bunlar emniyetin nerede bulunduğundan haberdar olmanın namzetleridir. Müslümanlık vesilesiyle bir toplum idealini dile getirmek bana yersiz görünmüyor. Cenneti özlemeği kaybedersem kendimi kaybedeceğimi bilmiyor muyum? Benim varoluş güvenliğim işlediğim her hatanın cezasını göreceğimde ve yerine getirdiğim her hayrın da değerinin bilineceğindedir.

İsmet Özel, 14 Cemaziyelahir 1445 (27 Aralık 2023)


İkaz: Her hakkı mahfuzdur. Bu sebeple yazının bütün olarak bu sayfadan başka bir yerde neşredilmesi yasaktır. Ancak kaynak gösterilmesi (İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde yer aldığının ifade edilmesi) ve bu sayfaya doğrudan aktif bağlantı verilmesi şartıyla yazının kısa bir bölümü iktibas edilebilir. Eser sahibinin tayin ettiği usule bağlı kalmak suretiyle bu yazının her türlü neşri, 5846 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.