1443 İstiklâl Takvimi'nde derneğimizin şubesinin olduğu dört vilayetimizin (İstanbul, Ankara, Konya, Adana) ezânî saatlere göre namaz vakitlerini bulabilecek, her gün bir hadis-i şerif ve bunun yanında Türk tarihinin Seferberlikten Cumhuriyet’in ilanına kadar olan aralıktaki hadiselerinden bazılarını okuyabileceksiniz. Ertesi gün cevaplarını öğrenebileceğiniz bir bilmece ve bulmaca ile bir mani veya birkaç kinaye her gün takvimimizde olacak. Yine her gün İstiklâl Marşı Derneği'nin diline doladığı bir söz ile âşık edebiyatından, Divan Edebiyatı’ndan ve modern Türk şiirinden birçok mısra ve beyiti bir güldeste misali "Şiir Türkün İklimi” bölümümüzde okuyabileceksiniz.
"Vakti yol gösterici şahsın dünyada bulunuşuyla veya o şahsın davet ettiği yaşama tarzının çığır açışıyla başlatmak insan zihninin değer kazanmasındaki ölçüdür. Demek ki Müslümanlar ölçüye sahip olmakla diğer insanlardan ayrılıyor. Akşam namazıyla güneşin battığını, arkada bir günün kaldığını bilir ve âlemlere bildiririz. Yeni ayı görmek yeni aya girmemizin işaretidir. Bizim hayatımız bizi kuşatan hayatın bilincinin gerçekleşmesi, sahici kılınması demektir. İnsanlar Batılılaşmakla özgün sahiciliğe dirsek çevirdiklerine hiç dikkat etmediler ve bu dikkatsizlik Müslümanları modernlik vasıtalarına boyun eğmeğe zorladı."
Türk harfleri ile neşredilmiş dördüncü İsmet Özel kitabı Dil İle İkrar neşrolundu.
Çelimli Çalım Mecmuamızın on dördüncü sayısı "EN BÜYÜK SERMAYENİN VAZGEÇEMEDİĞİ” manşeti ile çıktı.
Sınıf Bilinci’nin yeni nüshası neşrolundu. Bu cümleyi "Sınıf Bilinci’nin yeni muskası" diye kursak yadırganacaktı. Halbuki muska kelimesi nüshanın dilimizde aldığı başka bir şekildir.
Çelimli Çalım Mecmuamızın on sekizinci sayısı “BİZ VAV’LI TÜRK DEĞİLİZ” manşeti ile çıktı.
İstiklâl Marşı Derneği’nin yayınladığı “Çelimli Çalım” mecmuamızı üçüncü sayısı çıktı. 24 sayfa olarak hazırlanan mecmuamızda dernek üyelerimizin yazıları ve Genel Başkanımız ile yapılan "İstiklâl Harbi Bitti Diyenler Tasfiye Edilmeli!" adlı mülakat yer alıyor.
Mehmet Akif hakkında yazılan kitapların hemen hepsinde Cenap Şahabettin’den iktibas edilen şu satırlara denk geliriz: