Türkiye’de biz devlet karşısında şahsiyet temasını unuttuk. Devlet karşısında şahsiyet. Devlet bir şeydir ama devlet için kitaplarda “hükmî şahsiyet” tabiri kullanılır. Yani şahıslar vardır, bir de hükmî şahıslar vardır. Devlet bir hükmî şahıstır. Ama şahıs hükmî şahıs karşısında değerini düşürmez, düşürmediği zaman doğru bir şey olmuş olur. Hükmen şahıs saydığın bir şey gerçekten şahıs olan bir şeyin üstüne çıkamaz. Onun için bizim kendini bilen âlimlerimiz zamanında şunu söylemiştir: “Din esastır, devlet onun fer’i olarak kurulmuştur.”
Türkiye’de yaşayan insanlar Türk topraklarının akıbeti konusunda Türkiye dışında alınmış kararlara katılarak sadece kötü olabilirler.
Türkiye'de yaşayan herkeste bütün ülkenin aynı ruhla canlı kaldığına dair bir inanç vardı.
"Müslüman olmayan Türk olamaz; her Müslüman bir şekilde Türklükle irtibatlıdır.
"İstiklâl Marşı, 'eğer Müslüman vasıflarına sadık kalırsa, Türk milleti tarihten silinmeyecek' diyor.
"Bugün geldiğimiz noktada, İstiklâl Harbi'nin mağlupları, İstiklâl Harbi'nin kazanılmış
"Müslümanlar asla şirke rıza göstermeme hususundaki hassasiyetleri dolayısıyla diğer dini geleneklerden ayrılırlar.
İstiklâl Marşı en son ocağın sönmeden Türk Milleti'nin pilinin bitmeyeceğini söylüyor.