Türk dünyasının sosyal, siyasi, iktisadi yapısıyla Avrupa toplumlarının sosyal, siyasi, ekonomik yapısı arasında temel bir fark var. Avrupa toplumları feodal özellikleri sebebiyle ‘boyun eğen’ ve ‘boyun eğdiren’ münasebetleri ile vücut bulmuş toplumlardır. Hangisi olursa olsun, hangi Avrupa kavmi ya da Avrupa işleyişi olursa olsun ama Türk dünyasında bu merkezi otoritenin atomize fertleri yani o merkezi otoritenin gücünü, iktidarını kabul eden insanların dağınık ferdi varlığını himaye etme esası üzerine kurulmuştur. Yani Avrupa toplumları yöneten yönetilen arasındaki sözleşmeye dayalı olarak işlerken Türk dünyasındaki işleyiş yönetici mevkiinde olanların yönettiklerini himayeyle mecbur olmaları şeklinde işler. Merkezi otorite Türk dünyasında mahalli zorbalara karşı güçsüzlerin sığınağı olarak yaşar.
Diline Doladığıdır - 128
Biz Mekke ve Medine’yi kaybettik mi, kaybetmedik mi? Kimdik biz kaybetmiş olanlar? Müslümanlardık. Öyle değil mi? Yani Mekke ve Medine’yi Araplar mı kazandı?
Diline Doladığıdır - 29
"Müslümanlar asla şirke rıza göstermeme hususundaki hassasiyetleri dolayısıyla diğer dini geleneklerden ayrılırlar.
Diline Doladığıdır - 129
Türkiye’nin yaşama şartları bakımından özenilir bir yer haline gelmesi Mekke ve Medine’nin İslâm kültürüne geri dönmesinin başlangıcı olacaktı.
Diline Doladığıdır - 78
"Türkiye, kendini seçmiş isimsizlerin inşa ettikleri bir ülkedir. Bir ülke olarak Türkiye idame edecekse, kendini seçmiş isimsizlerin
Diline Doladığıdır - 68
"Daha önce iki kez vatan olan Türkiye'nin üçüncü kez vatan olma ihtimali yoktur
Diline Doladığıdır - 72
"XIII. asırdan beri burada gayri müslimler İslâm hukukunun ve Müslümanların hükümranlığını kabul etmek suretiyle hayat hakkına sahip olabildiler.


