Türkiye bugün kötüden betere İslamiyet’ten istifade edeceğimiz hiçbir şey yoktur denildiği için gidiyor. İstifade edeceksek İslâm’dan istifade edebiliriz cümlesini dile getirmek muhal olduğu yetmezmiş gibi, İslamiyet’in faidesine değil; onun istismar ve suistimaline talibiz cümlesi bariz bir metod olarak asırlardır yürürlüktedir.
Millî pazar, belli bir coğrafî alanda insanların hayatlarını birbirlerine bağlı devam ettirmeleridir.
Türkiye’nin yaşama şartları bakımından özenilir bir yer haline gelmesi Mekke ve Medine’nin İslâm kültürüne geri dönmesinin başlangıcı olacaktı.
"Türkçe bir kavmin dili değildir. Türkçe bir itikad dilidir. O da İslâm'dır.
"Müslüman olmayan Türk olamaz; her Müslüman bir şekilde Türklükle irtibatlıdır.
1982 Anayasası’nda İstiklâl Marşı’nın zikredilmesinin bir tek açıklaması olabilir: İstiklâl Marşı’nda dile getirilen şeylerin mevcudiyetinin ortadan kalkması tehlikesi barizdir.
Türk Milleti, Lâle devrinden itibaren yüzünü batıya çevirdi.” İyi, güzel… Bunu kabul edelim. Peki, bu millet yüzünü batıya çevirmeden önce yüzü nereye bakıyordu?