Bayrak, Sancak, Millî Marş

İstiklâlimizi ebediyen kazanıp Cumhuriyete kavuştuktan sonra millî ahlâkımızda bir cihet, bütün açıklığıyle göze çarpıyordu: Bayrak saygısı… Bu, pek tabiî bir neticeydi. Çünkü İstiklâl Harbi neydi? Bayrağımızın İstiklâli, hür ve müstakil topraklarımız üstünde dalga vuracak olan mukaddes Türk Remzinin hâkimiyeti için çarpışmış değil miydik?

Türkler, Bayrağını her zaman yüksek tutmuş, onun için asırlar boyunca kan dökmek Bayrağının rengine boyanmış, ona sarınmıştır. Türkün ilhamındaki asalet ruhunda ise satvet ve şehamet Bayrağından gelir. Ve öz Türkler, daima böyle kalmıştır. Tarihine musallât olmuş bazı türedilerin bu temiz bünyeyi ifsat etmeğe savaşmasına rağmen o daima kendindeydi. Hele millî cidaldan sonra ardı arası kesilmeksizin beslenen azamet ve gururiyle yekpare bir kütle halinde en ulvî zevkini, en güzel ziynet ve emaneti olan Bayrağının dalgalanışında bulmakla bahtiyardır.

Bu yürek millî heyecanın zevkiyle üniversite talim taburu 3 Bl. K. Önyüzbaşı İhsan Kocaman, “BAYRAK, SANCAK, MİLLÎ MARŞ” adı altında neşrettiği zarif el kitabından bir tane de bana göndermiş; şevkle okudum.

Bayrağa, Sancağa hürmet nizamlarından, İstiklâl Marşımızın mânâ ve zevkinden (…….) uslûpla bahseden bu kitap, her vatandaşın memnuniyetle alıp saklayabileceği faydalı bir bilgi eseridir.

Baştanbaşa kıymet ve ehemmiyetle dolu olan muhteviyatından bir parçayı aşağıya naklediyorum:

“I – İstanbulda Harbiyedeki Yedek Subay Okulunda millî bayram, umumî ve hafta tatillerinde subay komutasında bir kıta tarafından Bayrak çekilir ve indirilir. Bu törene tesadüf eden yurttaşların durup cephe alarak ve şapkalarını çıkararak tören bitinceye kadar saygı duruşunda kalmak suretiyle Bayrağı selâmlamaları ve selâmlama bittikten sonra yürüyüşlerine devam etmeleri lâzımdır.

II – Herhangi bir okulda talebenin İstiklâl Marşı söyliyerek Bayrak çekme veya indirme töreni yaptıkları görülürse, o sırada okulun önünden geçenler ve o civarda oturanlar, ayni şekilde selâmlarlar.

III – Adaların rıhtımında akşam gezintisi yapanlar, Ada önlerinde seyir halinde veya demirli bulunan harp gemilerinden birinde Bayrak indirme merasimi yapıldığını görürlerse derhal yerlerinde durarak, ve cephe alıp şapkalarını çıkararak selâmlama vazifesini yaparlar.”

İhsan Kocaman’ın kitabı, nefis bir surette basılmış iki renkli “Türk Bayrağı”, üç renkli “Alay Sancağı” ve “İstiklâl Marşı” mızın güftesi ve notasını da ihtiva etmektedir. Türk Bayrağının yas için yarıya çekilişi; her gün, millî bayram ve hafta tatil günlerinde Bayrak çekecek yerler; Bayrak çekme ve indirme törenleri; umumiyetle Bayrağa, Sancağa Millî Marşa, Cumhurreisimize selâm mevzularını hakkiyle ifade etmekte olan bu kitabı karilerime tavsiye etmeği bir vazife ve zevk telâkki ederim.

 

Hikmet Münir, Vakit, 09.02.1939, s. 2

İSTİKLÂL MARŞI

Şair-i şehîr Mehmet Akif Bey’in güftesini yazdığı İstiklâl Marşı’mızın hala suret-i resmiyede kabul edilmiş bir bestesine malik olamadık. İki sene oluyor ki Maarif Vekâleti bu marş güftesinin bestelenmesi için mûsikîşinaslar arasında bir müsabaka açmış ve eseri kabul olunan zâta üçyüz lira mükâfat-ı nakdiye îtâsı mukarrer bulunduğunu ilan etmiş idi.

"Biz güya İstiklâl Marşı şairine lâzım olduğu kadar hürmet göstermemişiz."

Robert College’de Fikret’in öğrencisi olmuş Profesör Nurettin Sevin anlatıyor:

Kutlu Olsun!

Bizim milli renklerimizi gördükten sonra Mehmet Âkif'in şiirindeki şafak teşbihini onlara da maletmek...

İSTİKLÂL MARŞI BUHRANI

Arkadaşımız Abidin Daver’in “Cumhuriyet”te bir fıkrasını okudum:

İstanbul’da İstiklâl marşının notasını bulmak imkânsızmış. Arkadaşımız, devlet matbaasının bu işi yapmasını tavsiye ettikten sonra:

-Dünyada, herşey aklıma gelirdi amma, İstiklâl marşı notası buhranı olacağı hiç aklıma gelmezdi.

Diyor. Yerden göğe kadar haklı olan...

" İstiklal Marşı kötü bir marş olabilir, sözleri de yeterli olmayabilir ama biçimsel de olsa saygı duyulması gerekir."

- Nâzım Hikmet ve Sabahattin Ali konusunda ne düşünüyorsunuz? Millî marştan daha çok tanınıyorlar.

Yunus Mürebbi - Manifesto

İstiklal Marşı Yarışması’na para ödülü olduğu için katılmak istemeyen Mehmed Âkif, araya giren dostlarının ısrarlı ricaları ve ödülü almamak şartıyla yarışmaya katılmaya karar verdi. D

"İstiklâl Marşındaki heybetli ve ahenkli heyecanın da bu marşın sözlerinden kuvvet aldığına inanıyorum."

Tevfik Fikret, bir zamanlar, daha çok, Avrupalılaşmış münevverlerimizce hissedilen bir istibdâda kızarak, İstanbul’a lânet yağdıran bir şiir yazmıştı: Sis