– Ataç şöyle demiş: "Abdülhak Hamid'le Namık Kemal'de şiir yoktu. Hele Abdülhak Hamid, komik şairdir. Mehmet Akif’te şiirden anlamak, Akif’in şair olmadığını anlamakla başlar." Siz de bu fikirde misiniz?
– Kendilerinden bahsedilen üç şair de pek, andıklarımdan, kitaplarını sık sık açtıklarımdan değildir. Hele Safahat’ı –şiirden anlamadığımı göstermek için söylemiyorum– bugün baştan sona okumaya kalkışsam afakanlar boğar sanırım. Ama bu, beni, her üçünün de edebiyatımıza ettikleri hizmetleri küçümsemeye ve edebiyat tarihimizde tuttukları yeri fazla bulmaya götürmez. "Hürriyet" deyince, bugün bile, Namık Kemal'in mısraları dudaklarımızın ucuna gelmiyor mu? Türk şiirini "Makber”siz düşünebilir misiniz? Bizde fizikötesi kaygılar en çok bu kitapta derinleşmemiş midir? Bir ara merak edip ansiklopedilerde her milletin milli marş güftelerini araştırmış ve bizimkinin bütün okuduklarımla kıyaslanamayacak kadar üstünlüğü sonucuna varmıştım. İstiklâl Marşımızı söylerken göğsümüzün o kadar kabarmasında ve sesimizin öylesine gürlemesinde, duyduğumuz heyecan ve gururda Mehmet Akif’in mısralarının büyük payını farketmezlik edemeyiz.
Ziya Osman Saba, Konuşanlar, Bir Hüzünle Sesinde/Yazılar, Söyleşiler, Mektuplar, Alkım, Nisan 2004, s. 260,261
İstiklâl marşının bestekârı Zeki Üngören söylüyor:
Evvelki gün bir işim düştü de Moda'ya gittim. Moda’ya gitmişken İstiklâl marşımızın kıymetli bestekârı Zeki Üngöreni ziyaret etmeden dönemezdim.
Ankara Namazgahında Şükran Namazı
Yukarıdaki klişeye lütfen dikkatle bakınız: Millî Mücadelenin temel felsefesi olan Tekâlif-i Milliye, en ücra köyde, fedakârlığı halkın vicdanına ve imânına tescil ettirecek
Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar
Biliyorsunuz; bugün içinde yaşamakta olduğumuz asır, yirminci asırdır. Yirminci asra ise, medeniyet ve konfor asrı ismini veriyorlar.
Fikrete Yapılan Taarruz Karşısında
Bu kadar idealizm, bu kadar hakikat sevgisi taşıyan, zulümden, istibdatdan bu kadar yiğitçe bahsetmesini bilen bir adama küfür etmek değil, onu alnından öpmek yaraşır.
İşte İstiklal Marşı bu azmin ve imanın mahsulüdür.
Artık Akif yaralıdır. Son ümidini Anadolu'da başlıyan Milli Mücadele'ye bağlamıştır.


