…
Bu kadar idealizm, bu kadar hakikat sevgisi taşıyan, zulümden, istibdatdan bu kadar yiğitçe bahsetmesini bilen bir adama küfür etmek değil, onu alnından öpmek yaraşır.
Sonra Fikret, mektup sahibi gibilerin ileri sürmek istedikleri Mehmed Akif gibi, en hassas bir zamanda:
Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar
diye haksızlığa, gadre pasif vaziyet de kalmamış, bütün suçu mücerret olarak medeniyete yüklemeğe kalkmamış,
Zulmün topu var, güllesi var, kal'ası varsa,
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;
Göz yumma güneşden ne kadar nuru kararsa
Sönmez ebedi, her gecenin gündüzü vardır
Diye daima mert, daima idealist, daima hak ve hakikat arayan bir adam olarak haykırmasını bilmiştir. Yalnız bu mısralar onun samimiyetini ispata kâfi gelmez mi?
Fikretin Galatasaray'dan ayrılmasına ve Amerikan Kolejinde çalışmasına gelince: mektub sahibi bunu da nefretle karşılıyor. Burada söz, mektub sahibine değil, Galatasaray Lisesine düşer ki, o da Tevfik Fikrete olan sonsuz saygısını, bahçesine Fikretin bir heykelini dikmekle göstermiştir. Galatasaray Fikrete çok şey borçludur. Fikretin bir Amerikan mektebinde hocalık yapmasına gelince, bu da mektup sahibinin iddialarının tam zıddına olarak vazedilebilir. Fikretin, bir Amerikan müessesesindeki Türkçe muallimliğini, lalettayin bir X e bırakmayıp da, en parlak devrinde kendi üzerine alması, onun için bir zül değil, bilâkis türk kültürünü cihan şumul bir ilim ve fen ocağın da temsil etmesi, yayması bakımından takdir edilecek alkışlanacak, bir kefiyettir.
Ve nihayet Sırâtimüstakim'cilerle, Sebilarreşat'cilarla Ahmed Naimlerin iddialarının Kâmüran vücude tebellür eden mühim bir kısmına gelelim. "Amerikalı misyoner protestan papaslarının tesiri altında kalan bu adam” diye konuşan mektup sahibi bu sözlerile yeni bir şey söylemiş olmuyor.
Bu iftiralar yüzlerce defa ve bilhassa reaksiyoner ağızlarda tekrar edilmiş olmasına rağmen Fikret, daima alnı açık ve temiz olarak ayakta durmaktadır. Fikret hiç bir zaman protestan olmamış ve Amerikan misyonerlerine zangoçluk etmemiştir. Fikret, müslümanlık gibi ileri bir merhaleden, protestanlık gibi daha dar ve daha geri kalıplara atlıyacak kadar ne yaptığını bilmez, budala bir adam değildi! Fikrette daha geniş ufuklara çıkmak, daha mütekâmil merhalelere erişmek arzusu vardı. "Toprak vatanım, nevi beşer milletim” sözünün bu bakımdan ehemmiyeti büyüktür. Gene bu bakımdan Fikret, hayatının son yıllarında tamamile athéiste olmuş ve iskolâstik zihniyetin son zamanlarda kızışan reaksiyoner vaziyetine karşı çıkmıştır. Amerikan Kollejinde vazife almayı mektub sahibi gibi, protestan olmak ve memlekete hiyanet etmek şeklinde tefsir edecek olursak, sebebsiz yere memleketinin en mümtaz simalarını lekelemiş oluruz! Bugün de bu müesseselerde ve azlık okullarında Türk milletinin kendilerinden iftiharla bahsettiği ilim ve sanat adamları vazif almış bulunmaktadır.
Mektup sahib athéiste Fikrete protestan papası damgasını vurup yerine meselâ bir Mehmed Akif ileri sürmek istiyorsa, bu hareket gülünç olmaktan ileri gidemez. Mehmed Akif ile Tevfik Fikreti mukayese etmek Sinanın ulu eseri Süleymaniye ile Kumrulu mesciti mukayeseye kalkışmak gibi olur...
Fikret, Avrupai Türk edebiyatı içinde, Abdülhâk Hâmid'den sonra en büyük Türk şairidir.
Hüsamettin Bozok, Servetifûnun, 12 Ekim 1939, No.2251-566, s.309

Günün düşünceleri...
Günün düşünceleri
Öz anası olanlara :
-Senin anan budur!
diye bir başka kadını;
Babası olanlara :
-Senin öz baban bu adamdır!
diyerek yabancı bir erkeği tanıtmağa uğraşan zavallı, gülünçtür de kendi öz inanı, kendi öz ülküsü, kendi öz rejimi ve kendi reyiyle başa geçmiş şefi bulunan bir millete yabancı bir inan, yad bir ülkü, özge bir rejim sunarak :
Hasan Basri Çantay - Âkifname; İstiklâl Marşı Nasıl Yazıldı? Nasıl Kabul Edildi? İstiklâl Marşı'na "Red Sadaları"
Nitekim üstâd (Boğaz harbi) ni, (İstiklâl marşı) nı yazdıktan, o mütehassir ve mustarib yıllarının pinti ve insafsız günlerinde yarattığı
"En sonunda, Âkif’in şu mısraını da söylemek isterim"
Yağmur Tunalı: Doğu Türkistan’ın durumu hakkında iç açıcı şeyler söylemek mümkün görünmüyor. Sizin ilk sözünüz de son sözünüz de Doğu Türkistan. Sözü bağlamakta güçlük çekiyorum.
İstiklal Marşı... O da bir mesele!
Yine Akif. Birkaç hafta oluyor, Mehmet Akif hakkında düşündüklerimi bu sütunda söylemiştim.
Antakya 9 (A. A.) - Hatay millet meclisi dünkü toplantısında Halep ve Lazkiye hudutlarında Suriye memurları tarafından bazı Hatay köyleri üzerine yapılan tazyika nihayet verilmesi için hükûmetin teşebbüslerde bulunması
M. Ertuğrul Düzdağ - Mehmed Akif Hakkında Araştırmalar
Mehmed Âkif Bey, İstiklâl Marşı’nın ifâde ettiği mânâda bir milliyetçiliğe taraftardır. On kıt’alık İstiklâl Marşı’mız, bir milletin bütün fertlerinin, âdeta bir ağızdan, birbirlerine,


