
Ankara Namazgahında Şükran Namazı
Yukarıdaki klişeye lütfen dikkatle bakınız: Millî Mücadelenin temel felsefesi olan Tekâlif-i Milliye, en ücra köyde, fedakârlığı halkın vicdanına ve imânına tescil ettirecek “yed-i eminler = lâyık eller” bulmuş, Türk milleti canı ve kanı dahil tüm varlığını ZAFER UĞRUNA seferber etmiş, düşman Sakarya’da önce durdurulmuş, sonra yüz-geri ettirilmiştir. Başkumandanın “Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır ve bu satıh bütün vatandır.” vecizesi, bu şahlanışın BÜYÜK ASKER’in dilindeki cümleleşmesidir.
İşte, İzmir’in işgalinden sadece dört saat on dakika sonra, Denizli Müftüsü Ahmet Hulusî Efendi Hazretlerinin ilân ettiği İSTİKLÂL ve HAYSİYET CİHÂDI' nın mukaddes vaadi “Innâ fetahneleke fethan mübinâ. Nasrunminâllah ve fethun - karib” İlâhi hakikati gerçekleşmiş. Yüceler Yücesi Allah’ımızın nasibi önünde minnetlerini arzeden Ankara’lılar, NAMAZGAH’da toplanmışlar, şükran secdesine kapanmışlardır. Cemaatin ilerisinde, İstiklâl Marşı şairinin o gönülden niyazı ile:
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilâl dileği ile dünya durdukça dalgalanması duasını milleti adını tescil ettiği ŞANLI SANCAK GÖZÜKÜYOR. Bu tarihî fotoğraf, Erkân-ı Harbiye-i Umumiye birinci şubede süvari yüzbaşı Mazhar Bahaeddin Bey tarafından çekilmiştir. Malûl zabit, erkân-ı harbiyenin foto servisinde çalışmaktadır. Fotoğrafın arkasında şu satırları okuyoruz: “— Alçak düşmanın Sakarya Meydan Muharebesinde silâhlarını atarak şanlı ordumuz karşısında makhûr ve zelîl bir surette kaçmakta olduğu haber-i beşareti üzerine secde-i şükrana kapanmak üzere Ankara'da NAMAZGAH’da, 9/9/1337 (1921) Cuma günü içtima eden cemaat-i’müslimîn.”
Bu ezanlar -ki şehadetleri dinin temeli-
Gazetenin tarihinin 1940 olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti’nde Ezan-ı Muhammedî’nin 1932’den 1950’ye kadar okutulmadığını düşünürseniz İstiklâl Marşı’nın niçin “parçalanmak suretiyle” sansür edildiğini anlamak zor olmaz.
Benim milletimin İstiklâl Marşı’dır bu! 1 Mart 1921 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilk defa ve tekrar tekrar okunup söylendiği günden tâ bugüne, saymak mümkün mü, kaç defa söylenilmiştir? Kaç yüzyıl daha söylenilecek, mümkün mü cevap vermek? Yürekleri helecan ve göğüs kafesleri harf harf bu marşın mısra ve mânâsıyla dolup taşan kaç nesil geldi, kaç nesil yetişti ve yaşlandı? Ve daha kaç nesil gelecek ve yaşlanacak?…
Mehmet Âkif için bir seri pul çıkarıldı
P.T.T. Genel Müdürlüğü tarafından şâir Mehmet Âkif Ersoy'un ölümünün 20 nci yılı münasebetiyle bugünden itibaren 30 kuruşluk bir seri pul çıkarılmış bulunmaktadır. Üç ayrı renkte olan bu pulların herbirinin üzerinde İstiklâl Marşımızın birer mısraı bulunmaktadır.
Safahat’ı... bugün baştan sona okumaya kalkışsam afakanlar boğar...
Hele Safahat’ı –şiirden anlamadığımı göstermek için söylemiyorum– bugün baştan sona okumaya kalkışsam afakanlar boğar sanırım.
Sezai Karakoç - Mehmet Âkif
“Bülbül” ve “İstiklal Marşı” bu ölüm kalım günlerinin, Safahat’a kattığı destan parçalarıdır. Ve o günün bir daha yaşanmaz macerasının kelam anıtları...
Kalkık ve çatık kaşlar
Celâl Bayar, İzmir'deki nutkunda, iktidardakilerin vaktiyle halkın karşısına hep asık suratla ve çatık kaşla çıktıklarını...
Eşref Edib: "İstiklâl Marşı değişir mi?"
Bir yazıcının değiştirmeğe çalıştığı ve ta'an ettiği istiklâl marşımız ve Mehmet Akif hakkında memleket münevverlerinin fikirleri


