(...)
Eski hatıralarını deşiyorum. Millî Mücadele'nin ilk günlerinde Ankara İstasyonu'nda karşılaşışımızı hatırlatıyorum.
– Evet, diyor, İstanbul'dan, mücahede aleyhine fetva çıktığı gün ayrılmıştım. Üsküdar'dan araba ile şimdi ismini hatırlayamadığım bir köye gittik, orada Cuma'yı tuttuk. O zaman Adapazarı'nda karışıklıklar vardı, kenarından geçtik; kâh öküz arabaları ile kâh beygirlerle Lefke'ye geldik ve trenle Ankara'ya ulaştık. Ya Rabbi ne heyecanlı, helecanlı gunler geçirmiştik. Hele Bursa'nın düştüğü gün... Ya Sakarya günleri.. Fakat bir gün bile ümidimizi kaybetmedik, asla yeise düşmedik. Zaten başka türlü çalışılabilir miydi? Ne topumuz vardı ne tüfeğimiz, fakat imanımız büyüktü.
Yorgun susuyor...
– İstiklal Marşı'nı nasıl yazdınız?
Yavaşça yatağından doğruluyor, yastıklara yaslanıyor, sesi birden canlanıyor:
– Doğacaktır, sana va’dettiği günler Hakk'ın.
Bu ümitle, imanla yazılır. O zamanı düşünün… İmanım olmasaydı yazabilir miydim? Zaten ben, başka türlü düşünüp başka türlü yazanlardan değilim. Bu, elimden gelmez. içimde ne varsa bütün duygularım yazılarımdadır. Şu var ki İstiklal Marşı’nın şiir olmak üzere bir kıymeti yoktur, ancak tarihî bir değeri vardır.
(...)
Nuran Özlük, Türk Basınında Mehmet Akif Ersoy Polemikleri,
Paradoks Yayınları, 2011, s. 29.
Dünya Seyahatini Anlatıyorum
İnsanı prize takılmış bir makinenin kolu gibi mütemadiyen işler, mütemadiyen hareket eder çelikten yapılma bir âlet gibi kabul etmek...
Mahmut Goloğlu - Tek Partili Cumhuriyet
Milli Türk Talebe Birliği, ayrıca, aradan on yıl geçmiş olmasına rağmen, İstiklal Marşı’nın doğru dürüst söylenemediğini göz önünde tutarak, gençlerin toplu halde
Gene Milli Marş
Milli marşın İstanbul radyosunda niçin çalınmadığı hakkında yazdığım yazıdan sonra, bu meselenin efkâri umumiyede uyandırdığı akisler, hassas bir noktaya dokunduğumu ispat etti.
Eşref Edip - Mehmet Âkif Hayatı, Eserleri ve Yetmiş Muharririn Yazıları
Dergâhta şiir yazarken Üstad Ankaradaki bütün şiirlerini, İstiklâl marşını hep bu dergâhta yazmıştır. Yüzlerce asır Türk Milletile beraber yaşayacak olan
Şerefsiz derler
Dünkü muhterem gazetenizde “Bu ne hürmetsizlik” başlığı altındaki yazınızı çok büyük bir tessürle okudum.


