Cemal Kutay - Necid Çöllerinde Mehmed Âkif

(...)

Bunun üzerine annem kardeşlerimle birlikte Kastamonudan Ankaraya geldiler. Artık Ankarada ailece yerleşmiş idik. Mehmet Âkif bu sıralarda İstiklâl marşını yaratmış, bu muvaffakiyeti 500 lira nakdî bir mükâfat ile taltif edilmişti. Babam o esnada 500 liraya cidden muhtaç bir adamdı. Fakir idi. Parası yoktu. Lâkin malûm olduğu gibi gönlü çok zengin idi.

İyi biliyorum ki babam bu parayı almadı, onu kızılaya terketti. Ben İstiklâl marşını babamın ağzından ezberledim. Bir çok yerlerde muvaffakiyetle okudum. Hattâ Ankarada bir müsamerede büyük bir kalabalığa karşı sahnede okuduğum bu manzumeyi, alkışlamışlar ve bana matbu bir takdirname vermişlerdi. Babam, o esnada yine pek bedbin ve düşünceli idi. Hürmetkârı bulunduğu Erzurum meb’usu Gözübüyük zade Ziya hoca, mecliste garip bir istiskale mâruz kalmış, bu hâdise pederi ziyadesiyle rencide etmişti. Mecliste sevdiği Balıkesir meb’usu Basri Bey, Abdülgafur Hoca da Büyük Millet Meclisinden ayrılmışlar, safahat şairi arkadaşlarının kaybına üzülmüştü. O zamanlar Ankarada ziraat mektebine sık sık gidiyor. Orada Halide Edip Hanım, doktor Adnan Bey, Hamdullah Suphi Bey babamın ekseri görüştüğü arkadaşlardan sayılabilirdi.

(...)

Cemal Kutay, Necid Çöllerinde Mehmed Âkif, 

Tarih Yayınları, 1963, s. 274.

İSTİKLÂL MARŞI ŞAİRİ MEHMED AKİF HAKKINDA -3-

Akif öldükten sonra onun ufülüne ağlıyan gözlerde yine Akifin pürüzsüz samimiyeti okundu. Akifteki mütevazı, gösterişsiz samimiyet, onun programsız kalkan cenazesinde yine aynen fakat bütün haşmetile tecelli etti. Ardında bıraktığı iz; bir damlacık gözyaşından ve nihayet sönüp tükenen bir enin nefesinden ibaret kalmadı. Sütunlarla matem, sayfalarla medhü sena avazeleri yükseldi ve hâlâ yükseliyor.

Safahat’ı... bugün baştan sona okumaya kalkışsam afakanlar boğar...

Hele Safahat’ı şiirden anlamadığımı göstermek için söylemiyorum– bugün baştan sona okumaya kalkışsam afakanlar boğar sanırım.

GÜNÜN MEVZULARI : 23 nisan 1920

Dış ve iç düşmanların, elbirliğile yaptıkları çeşid çeşid açık ve gizli suikastlarla...

​​​​​​​İstiklal Marşı’nın Meclis’te görüşülmesi sırasında bazı milletvekilleri Akif’in şiirine muhalefet etti. 

Muhalefet edenlerin başında -bugün Ankara’da Kavaklıdere semtinde adı bir sokağa verilen- Bolu Milletvekili Tunalı Hilmi Bey vardı.
 

Mehmet Âkifte ölüm duygusu…

“Nazlı Hilâl”in artık kaşlarını çatmadığı, bayrağın ufuklarda şafaklar gibi dalgalandığı, Hakka tapan milletin istiklâl hakkını bütün dünyanın tanıdığı, bir milletin bir vatana döktüğü ve dökeceği kanları helâl ettiği, hür yaşamış bir ırkın hür yaşamak andını tekrarladığı şu günlerde ölmeyecek bir ölüyü, başta gençler olmak üzere, milletçe anıyoruz.

İstiklâl marşımıza yapılan hürmetsizlik

Dün şehir gazinosunda cereyan eden esefli hâdise hakkında yazdığımız makaleyi teyid eden bir mektup aldık. Bu mektubu aynen aşağıya koyuyoruz:

Annemin bayrağı

Arife günü hayata gözlerini kapayan anam için, bir mersiye yazarak kendi kederimi ve yasımı sizlere de aşılamağa kalkışacak değilim. Abidin Daverin annesinden değil, bir Türk anasından bahsedeceğim.