Yeni Türkiyenin doğduğu gün

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sevres paçavrasını tanımadığını, milli misak prensipleri çerçevesi içinde bir barış kurulmadıkça son ferdine kadar döğüşmekten vazgeçmiyeceğini haykırdı.

Sevres kararı, ne filen, ne de hukukan, bir dakikalık bir müddet için olsun tatbik yeri bulamadı.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım!

Diyen İstiklâl marşı şairi, yalnız duygularımızı değil, realitenin ta kendisini de ifade etmiyor mu?

Biz İnönlerinde, Sakaryalarda, Dumlupınarlarda savaşırken, kaybolan egemenliğimizi geri almak için döğüşmüyorduk. Tarih boyunca bir an ortadan kalkmıyan varlığımızı, şaşkın kafalarını hırs bürümüş içerideki ve dışarıdaki zalimlere tanıtmaya uğraşıyorduk.

Nadir Nadi, Cumhuriyet, 23 Nisan 1946, s. 1 ve 3

Bülend avazla ve kemali mehabbetle Tekbir etmişler.

Yalnız şu vak'a, Mehmed Beyin fart-ı zekasına hüccet addolunmağa layıktır.

"Bugün için İstiklâl Marşı kadar bilmem ki hangi ulusun “Ulusal Marşı” kuvvetlidir?"

Ufuksuz, berrak semaların yüksekliğinde Türklüğün asil ruhunu.. insanlık için istibdada,

"Birçok mısraları marş mıdır, dua mıdır, farkedilemez haldedir.”

Safahat yalnız kendi devrinin değil, geleceğin meselelerine de tercüman olmuştur. Namık Kemal ile açılan cemiyetçi şiir çığırını en ileri götüren;

Mahmut Goloğlu - Tek Partili Cumhuriyet

Milli Türk Talebe Birliği, ayrıca, aradan on yıl geçmiş olmasına rağmen, İstiklal Marşı’nın doğru dürüst söylenemediğini göz önünde tutarak, gençlerin toplu halde

İstiklâl Marşı Bestesi Üstüne Düşünceler

Bilindiği gibi İstiklal Marşımızın milli marş olarak Türkiye Büyük Millet Meclisince kabulü 12 Mart 1921 tarihine rastlar.