“Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl”, ne demek? Çehre neden çatık? Şeklen ve ruhen işgal altında bırakılmış bir İstanbul var. O İstanbul ki kubbe ve minareleri olmadığı zaman şeklini, Türklüğün istiklâlini temsil etmediği zaman da ruhunu fark etmek mümkün değildir. İşgal altında sadece şeklen İstanbul kalakalmıştır. İstanbul halkı işgale direnmek şöyle dursun adalet ve kalkınmayı işgal kuvvetlerinden dilenir haldedir. Gayr-i müslim yerli halk, Müslümanlığını koruyanlara kök söktürüyor. Müslimi, gayr-i müslimiyle İstanbul halkı millî mücadeleye hor bakıyor. Ankara’dakilerde insicam yok, tesanüt yok. Bizim kültürümüzde nazlı demek, iffetli demektir. Şimdiye kadar Türk olarak ne yapabildiysek hilâlin nazını çekmek suretiyle yaptık. O naza katlananlardan biri de benim. “Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl.”
İsmet Özel, Bugünün Birincisi Sensin
İstiklâl Marşı herhangi bir metin değildir. İstiklâl Marşı 12 Mart 1921 günü TBMM tarafından millî marş olarak kabul edilmiştir. Yani İstiklâl Marşı’nın kanunî bir dayanağı vardır.
Hepinizin bildiği gibi, Mehmet Akif Ersoy bütün şiirlerinin yer aldığı Safahat'a İstiklâl Marşı'nı dâhil etmemiştir. Bunun sebebini sorduklarında "O benim eserim değildir, milletimin eseridir." demiştir.
12 Mart 1921’de İstiklâl Marşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından millî marşımız olarak kabul edildi. Daha Sakarya Meydan Muharebesi olmamıştı, bizim istiklâlimizi kazandığımıza dair bir sarahat yoktu.
Zaten Siyasal İslâm’ın mayası sağlam değildi. Yani Siyasal İslâm ortaya çıktıktan sonra bir takım şuurlu Müslümanların bu hareketi sıhhate kavuşturmak üzere harekete geçmeleri gerekirdi.
Biz İstiklâl Marşı Derneği olarak kurulduğumuz günden itibaren şunu söylüyoruz: İslâm’ın içinde hiçbir kötülük yoktur ama İslâm’ın dışında hiçbir iyilik yoktur! “Bunu gâvurlar daha iyi yapıyor” dediğiniz zaman İslâm’ın dışında bir iyilik arıyorsunuz demektir.
1965 yılında Fener Patrikhanesi ve Vatikan, karşılıklı olarak aforozlarını kaldırdılar. 1965 yılında. Yani o zamana kadar Fener Patrikhanesi ve Vatikan biri diğerini kendi itikatlarına göre kafir sayıyordu, biri diğerini Hıristiyan kabul etmiyordu.


