"Bu iki kıta kasten okutulmamıştır!"

İstiklâl Marşı

 

Tarihimizin dolup taşan menkıbelerini akılla, menfaatle izah, elbette mümkün değildir: bu fevkalâdelik ancak yukarıdaki incelikle, yani şehitler müessesesi ile izah edilebilir.

Haçlıları yüzgeri eden Selâhattin’in kudreti, halice karadan gemi indiren Fatih’in zekâsı, İstiklâl harbini kazanan mehmetçikin tahammül ve kahramanlığı ancak şahadet inancından mahrum olanlar için birer bilmecedir. Allâhına en kısa yoldan kavuşmak için ölümü arayan askerin tarihi, günlük hayatın zevklerini geliştirmek için ölümden korkarak dövüşen askerin tarihi ile mukayese kabul etmez!

Mehmetçiğin Şahadet inancı gölgelendiği gün tarihimizin seyri değişecektir. Hal böyle iken.

13 mart 946 Çarşamba günü ankara radyosunda (Geçmişte bugün) saatinde Mehmet Akif’in İstiklâl Marşı tam metin olarak okunurken aşağıda yazılı şu iki kıta okunmadı. 

Ruhumun senden ilâhi şudur ancak emeli
Değmesini mâbedimin göğsüne namahrem eli
Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli
 
 
O zaman vecdile bin secde eder varsa taşım
Her cerihamdan ilâhi boşanıp kanlı yaşım
Fışkırır ruhu mücerret gibi yerden nâşım
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!
 
Mikrofona üflenecek her nefes, binbir nüsha yazılarak binbir makamın pamuk tıkalı süzgecinden geçerken, İstiklâl marşımızın bu iki kıtasının metin yazılırken veya okunurken tesadüfen unutulmuş olduğunu iddia etmek gülünçtür. 

Bu iki kıta kasten okutulmamıştır!

İmanla istiklâlin girdaplaştığı; şahadet inancı fışkıran bu iki kısa, şerefli, tarihimizin âmili; hürriyet ve istiklâlimizin sigortasıdır.

Bu sigortayı gevşetmeğe yeltenmek, Türkün istiklâlini ve istikbalini zulmette bırakmak kastının tezahürüdür.

İhsan Ünüvar, Büyük Doğu, 1. Cilt 53. Sayı, s. 8, 1 Kasım 1946

Doç. Dr. Kâzım Yetiş - Mehmet Âkif'in Sanat-Edebiyat ve Fikir Dünyasından Çizgiler

Batı, medeniyet diye bizi aldatmış, biz medeniyet diye aldanmışız; aldatan kahpe olmaz da ne olur. Âkif'i medeniyet düşmanı olarak takdim etmek de ayrı bir aldatmaca değil midir?

İstiklâl Marşı-Mehmet Kaplan

Fertlerin ve milletlerin hayatı, maddi şartlardan ziyade inandıkları kıymetlere bağlıdır. Daha başlangıçta yenileceğine inanan bir insan veya ordu, savaşa girmeden mağlup olmuş demektir.

İSTİKLÂL MARŞI'NA DAİR GÖRÜŞÜMÜZ

Filhakika İstiklâl Savaşı günlerinin ağır havasını teneffüs etmemiş, o kara günlerdeki şartları hiç tanımamış olan bugünkü nesle ve gelecek nesillere, milletin ve vatanın geleceği hakkında sönmez bir ümit ve iman, dönmez bir azim ve cesaret ve gururlu bir itimat telkin etmek istenildiği bir zamanda, sanki muhatabına ortada korkulacak bir şey mevcut olduğunu ve fakat kendisinin farkında olmadığını ihsas etmek istermiş gibi "Korkma" kelimesiyle söze başlamak, psikoloji itibariyle de isabetli olmasa gerektir.

“İstiklâl Marşı”nın adını bir “Bağımsızlık Marşı”na çevirdiğimizde"

“Bağımsızlık”la silinmesine çalışılan “İstiklâl” kelimesine bakalım: Bu memleketin çocukları “Ya istiklâl, ya ölüm!” diye cephelere koşmuş, kanlarını bu kelimenin

ENKAZ YIĞINLARI ALTINDAN YÜKSELEN İSTİKLÂL MARŞI

Muallimi, çocuğa ölürken bile İstiklâl marşı söylenmesi lâzım geldiğini öğretmişti, çocuk hocasının sözünü dinledi ve sesini duyanlar...
 

MEHMED AKİF İHTİFALİ İÇİN

Mehmed Akif de Namık Kemal gibi, ilk manzumelerinden sonra, ruhlarının kemal çağında, manzum bir şey söylemeğe hazır oldukları zaman yalnız vatanı söylemek için ağızlarını açan, sayıları pek az, o kadar az ki yalnız kendilerinden ibaret iki vatan şairimizden biridir.

Milli marşları bile nasıl başlar: "Doçlan doçlan über al­les:' Yani bizim millet en üstündür dimeye getiriyor. Bir de bizi al.

Bu böyle de bunlar entipüften bir millet mi? Haşa. Bunlar tarihte zorlu dev­letler gurmuşlar, zorlu ordular gurmuşlar, zorlu sanayi gurmuşlar.