"Birçok mısraları marş mıdır, dua mıdır, farkedilemez haldedir.”

(...)

Safahat yalnız kendi devrinin değil, geleceğin meselelerine de tercüman olmuştur. Namık Kemal ile açılan cemiyetçi şiir çığırını en ileri götüren; yeniliği lüzumundan dolayı alan, eskiyi de fenalığı sabit olduğu için atan Akif senbolleşti, bayraklaşıyor, yaşıyor, hem de en kuvvetli şekilde. O, bir ordu-şair, bir veli-sanatkârdır. İstiklal Marşı kadar güzel ve büyük başka bir nokta Akif’in seciyesidir. Ortada para bahis konusu olduğu için müsabakaya girmiyen ve parayı reddeden büyük şairin o sırada palto alacak kadar bile parası yoktu ve kışta kıyamette ceketle dolaşıyordu. Akif’in “tek dişi kalmış canavar ”ı emperyalist Avrupa saldırgan ve istilacı Batı dünyasıdır. O, medeniyet kelimesi ile batı emperyalizmini zalim Avrupa’yı kastediyor. Bayrak gibi milli mukaddesat arasına giren İstiklal Marşımızın sanatkarı ebediyen yaşıyacaktır. Yeni bir istiklal marşı yazılamaz…

 (...)
 
Rüzgar gibi, dalga gibi külli kudretlerden olan ve ellerini bütün genişliği ile ufuklara açarak göklere haykıran Akif, Türk edebiyatına gerçek erkek sesini getirmiştir.” “Türk tarihi içinde Türk sanatına İstiklal Marşı’nı armağanlıyan bu memleket şairi”; “Bayrak şair, Gazi şair, Veli Şair” “parlayan, yanan ve gönülleri tutuşturabilen bir ışıktı.
 
(...)
 
“İstiklal Marşımızın güftesi bugünkü telakkilerimiz hamlelerimiz ve hedeflerimiz karşısında geriden sesler halindedir. Birçok mısraları marş mıdır, dua mıdır, farkedilemez haldedir.”
 
(...)
 
İstiklal Marşı’nı yazdığı vakit şair kendisini bile geçti.
 
(...)
 
Galata rıhtımına ‘şapkalı iskelet’ halinde inen şairi “istiklal Marşı ile gömdüler. Fetihden beri şehrin toprağına kendi eseriyle gömülen ilk ölü” O’dur.
 
(...) 
 
Akif, antiemperyalist bir Milli Kurtuluş Savaşı olan İstiklal Harbi’nde görev yüklenmiş, İstiklal Marşı’nın güftesini yaratmış; fakat, orta sınıf demokratik devriminin ve Atatürk’ün reformlarının karşısına dikilmiştir. 
 
(...)
 
A. Cerrahoğlu, Bir İslam Reformatörü Mehmet Akif
                        
İstanbul Matbaası, 1964, s. 50-76
 
 
 
 
 
 
Radyo yola geldi

İstanbul radyosu nihayet yola geldi. Evvelki akşamdan itibaren, İstiklâl marşını çalmağa başladı.

Yunus Mürebbi - Manifesto

İstiklal Marşı Yarışması’na para ödülü olduğu için katılmak istemeyen Mehmed Âkif, araya giren dostlarının ısrarlı ricaları ve ödülü almamak şartıyla yarışmaya katılmaya karar verdi. D

SÖYLEYİNİZ BAKALIM?..

İstatistikler 1914-1918 dünya savaşının 23 milyon insana mal olduğunu gösteriyor. Bunun içinde yalnız ölenler yok...

Fikrete Yapılan Taarruz Karşısında

Bu kadar idealizm, bu kadar hakikat sevgisi taşıyan, zulümden, istibdatdan bu kadar yiğitçe bahsetmesini bilen bir adama küfür etmek değil, onu alnından öpmek yaraşır.

Mehmet Âkif için bir seri pul çıkarıldı

P.T.T. Genel Müdürlüğü tarafından şâir Mehmet Âkif Ersoy'un ölümünün 20 nci yılı münasebetiyle bugünden itibaren 30 kuruşluk bir seri pul çıkarılmış bulunmaktadır. Üç ayrı renkte olan bu pulların herbirinin üzerinde İstiklâl Marşımızın birer mısraı bulunmaktadır. 

ATATÜRKÇÜ LÂYİKLİK POLİTİKASI

"Bir politika Atatürkçü olmak için neye layik olmalıdır?" sorusundayız.

MİLLİ MARŞ MESELESİNE DAİR

Dünyada başka hiçbir vasıta tasavvur edilemez ki musiki gibi bir an içinde kulaklardan kalplere inerek ruhlarda bir his ve heyecan dalgası, hatta bir ihtiras fırtınası uyandıracak kudrette bulunsun.

İstiklâl marşımıza dair

Bir gazetede bir muharrire, İstiklâl marşımızı tenkit etmiş, bu eserin İstiklâl marşı olmasını istememiş. İstiklâl marşı için başka bir manzum eserin yazılmasına dair fikirlerini ileri sürmüş.