Haydarpaşa lisesinde, edebiyat kolu tarafından tertiplenen Mehmet Âkif günü, dün yapılmıştır. Kalabalık bir dinleyici kitlesinin ilgiyle takibettiği bu toplantıda İstiklâl marşı, Bülbül, Çanakkale şehitleri gibi ünlü şiirleriyle, edebi parçaları okunmuş, İslâm mütefekkiri ve içtimaî cepheleri yanında milliyetçiliğini ve inkılâpçılığını belirten konuşmalar yapılmıştır. Konuşan öğrenciler İstiklâl marşının değiştirilmesi teklifine hücum ederek Âkifin milliyetçi cephelerini belirtmişlerdir.
19 Şubat 1954, Akşam, s. 3
Niçin bir millî marşımız yok?
Yusuf Ziya Bey, millî bir marştan mahrum oluşumuzdan en büyük teessürü hisseden bir zat olduğu için, bu bahis etrafında bize umumî alâkayı davet edebilecek şeyler söyledi.
Pazar günüydü... İzmir treninin gelmesi yaklaştığından bütün halk parktan istasyona doğru akmaya başladı. Gar bir anda hınca hınç dolmuştu.
"Kendini besteci zannedip, bir milletin kanıyla yazdığı en mukaddes şiiriyle alay etme cüretini gösterebilmek!"
Müzikle doğrudan ilgili olmasalar bile, pekçok vatandaşımız gibi okuyucularımız da İstiklal Marşımızın halkımız...
"Biz güya İstiklâl Marşı şairine lâzım olduğu kadar hürmet göstermemişiz."
Robert College’de Fikret’in öğrencisi olmuş Profesör Nurettin Sevin anlatıyor:
Fikrete Yapılan Taarruz Karşısında
Bu kadar idealizm, bu kadar hakikat sevgisi taşıyan, zulümden, istibdatdan bu kadar yiğitçe bahsetmesini bilen bir adama küfür etmek değil, onu alnından öpmek yaraşır.
Radyo yola geldi
İstanbul radyosu nihayet yola geldi. Evvelki akşamdan itibaren, İstiklâl marşını çalmağa başladı.


