Ankara hükümet merkezi seçildiği gün bizim neslimiz yirmi yaşını doldurmuş delikanlılardı. Merhale merhale Samsunu Erzuruma, Erzurumu Sivasa, Sivası Ankaraya bağlıyan ihtilal Türkiyesinin kurtuluş savaşını hâleliyen binbir safhası içinde,
Ankaranın taşına bak
Gözlerimin yaşına bak..
Mısraları bütün bir Türkiye kaynaşmasının, tarihte eşi görülmemiş bir kurtuluş mücadelesinin içinde yoğurulan beşikten mezara kadar bütün nesillerin dudak mırıltıları idi.
Göz kapaklarımızı buğulayan yaşlar ihtilâl yolunda, vatanın kurtuluşu savaşında, memleketin uğradığı istilâ, vahşet ve zulüm karşısında, yıkılan evlerimizin, sönen bacalarımızın dibinde inliyenler, ölenler, yaralananlar için akıtılan yaşlardı; fakat her gözde bu yaşın buğusu arkasından dirilen ve güneşe ulaşan ümit inancının mısraı da:
Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak’dı.
...
Etem İzzet Benice, Son Telgraf, 17 İlkteşrin 1942, s. 1

Yeni bir millî marş
Mehmet Akif'in İstiklâl marşında “İstiklâl” kelimesi bulunduğu için, bazı muhalifler...
1920 yıllarının heyecanlı ve büyük günlerini yaşıyoruz... Trakyada Edirne ve Tekirdağı’nı alan Yunanlılar Anadolu’da Bursa ve Afyon’u da ele geçirmişlerdi... Doğuda Ermenilere karşı savaşıyorduk...
İstiklâl marşının bestekârı Zeki Üngören söylüyor:
Evvelki gün bir işim düştü de Moda'ya gittim. Moda’ya gitmişken İstiklâl marşımızın kıymetli bestekârı Zeki Üngöreni ziyaret etmeden dönemezdim.
Fikrete Yapılan Taarruz Karşısında
Bu kadar idealizm, bu kadar hakikat sevgisi taşıyan, zulümden, istibdatdan bu kadar yiğitçe bahsetmesini bilen bir adama küfür etmek değil, onu alnından öpmek yaraşır.
Mehmed Akif'i karlı bir kış günü, 26 Aralık 1936'da sessiz sadasız toprağa vermiştik. Bugün onu, ölümünün 16'ncı yıldönümünde her zamanki gibi hürmetle anıyoruz.
Hoşgörü Uygarlıktır
Ülkemizde hoşgörünün uzun bir geçmişi yoktur; kişilerimiz genellikle hoşgörüsüzdür.
İstiklal Marşı... O da bir mesele!
Yine Akif. Birkaç hafta oluyor, Mehmet Akif hakkında düşündüklerimi bu sütunda söylemiştim.
"Büyük ve samimi bir inan ile bağırıyor."
Son zamanlarda pek çorak ve gayesiz kalmış olan edebiyat âlemimiz mühim direklerinden birini daha kaybetti.


