Kimiz biz Türkler? Irkçı olduğumuzu söylüyorlar. Bunu söyleyenler Türk ırkının özelliklerini zikretme kaabiliyeti de gösterebiliyorlar mı? Türklük dediğimizde kavmiyetçilik yaptığımızı söyleyenler de var. Eğer biz kavmiyetçilik derdine düşmüş isek, onlar da gösterebilirlerse, göstermek işlerine gelirse derdine düştüğümüz kavmin hangi sahada vücut bulduğunu, kavmimizin güç aldığı eşhası göstersinler. Yapmadılar bunu, yapamıyorlar. Hepsinin Türk düşmanı hesapları şimdiden boşa çıkmıştır. Anladık, anlatacağız. Biz Türkler Türklüğün tarihî bir rol olduğunu anlamış olanlardan başkaları değiliz. Bize iş işten geçmeden bu anlayışı nasip eden Allah’a hamd ediyoruz. Rabbimize hamdimiz her geçen gün artıyor. Bizi Türklük anlayışının üstünlüğüyle yalıncak bırakmayıp tarihî rolümüzü ağyare kaptırmama titizliği bahşeden Hakk’a tapıyoruz. Ağyar bizi nasıl gördü? Kendi saltanatları için bizleri ölüme sürükleyenlerin, devleti soymalarına imkân sağlayalım diye bizi geceli gündüzlü terletenlerin bildiği Türk kimdir? Türklerin her fırsatta hakkını yiyenlerin gözünde Türkler tahsilsiz, bir zanaat bilmeyen, ömürlerini ya cepheden cepheye kâfir kırmak üzere tüketen veya mülkiyetinin Allah’a ait olduğuna iman ettiği toprağı ekip biçerken, atlarının, develerinin, eşeklerinin, sığırların, davarların hem başında, hem peşinde koşarken hayale dalmaktan imtina edip onları Allah’ın erdirdiği şuurun kıymetini bildikleri için şiir söyleyen dobra kişilerdi. Türkler yeryüzünde bir millet olarak bulunuş sebeplerinin Allah’a kulluk etmek oluşundan dolayı memnuniyet hissini içlerine sindirmiş yegâne milletti. Müslümanlıklarından başka millî vasıf bilmeyenler Türklerdi. Gerçekten Müslümanlıklarından başka övünecek hiçbir şeyleri yoktu. Herşeyin din gününde açık edileceği itikadıyla yaşadı Türkler. Müslümanlık Türklüğün sığdığı ve sığındığı yegâne melce idi. İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu. Türkler Müslümanlıklarından başka bir şeyle övünmeği reddettiler. Müslümanlıklarından başka bir şeyle övünenleri de Türklükten çıkardılar.
Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl”, ne demek? Çehre neden çatık? Şeklen ve ruhen işgal altında bırakılmış bir İstanbul var.
Türklük bir ırk meselesi değil. Yani Türk lâfzının doğuş zamanından şimdiki zamana kadar hiç kimsenin eline Türklüğü soy sop davasıyla ileri götürme gücü geçmemiştir.
Hevvez, hutti, kelemen
Ben bu işe gelemen
Bacaklarım gısacuk
Falakaya giremen
(Türk çocuklarının bir tekerlemesi)
İstiklâl fikri münferit olarak işimize yaramayan, işlevi olmayan bir fikir. İstiklâl düşüncesi bir mensubiyet bağıyla anlama kavuşan bir düşünce.
Demek Türkiye’de bizim meselemiz “biz” olup olmadığımız konusundaki sarahattir. “Biz” dediğimiz zaman birbirimizi kastediyor muyuz? Bundan daha önemli hiçbir şey yok. Eğer “biz” dediğimiz zaman birbirimizi kastedebiliyorsak bizden hiçbir şey koparamazlar.
Bayrağımızda bir ay-yıldız var. Ay-yıldız mı var yoksa hilal ve yıldız mı var? Önce ay-yıldız var diyelim, bu ay-yıldız nereden neşet olmuş?
-İstiklâl Harbi’ni esas mı alıyorsunuz?
- Bence ayağımızı basacağımız yer İstiklal Harbi’dir. Başlangıç noktası.
İstiklâl Marşı’nın rüyayla irtibatı vardır. Şunu İstiklâl Marşı’na itiraz edenler de sık sık dile getirirler: Derler ki, İstiklâl Marşı’nda iki dil var, iki farklı üslup var. Bu gerçekten de böyledir.


