"Bugün için İstiklâl Marşı kadar bilmem ki hangi ulusun “Ulusal Marşı” kuvvetlidir?"

(...)

Ufuksuz, berrak semaların yüksekliğinde Türklüğün asil ruhunu.. insanlık için istibdada,
mütegallibeye isyan ve nefreti, güzel şiirlerile terennüm eden şairin, dünün bugün ve hatta
yarının da millî marşımız olan “İstiklâl” manzumesi, Türklüğümün ulviyetini ve azametini
büyük bir gururla ruhumda yaşatıyor. s. 69

Mehmet Âkif’in yanında, Niyazi Acun 
 
(...)
 
— İstiklâl Marşı’nı nasıl yazdınız?
 
Yavaşça yatağında doğruluyor, yastıklara yaslanıyor, sesi birden canlanıyor:
 
— Doğacaktır, sana vaat ettiği günler Hakk’ın!..
 
Bu, ümitle, imanla yazılır. O zamanı düşünün… İmanım olmasaydı yazabilir miydim? Zaten ben, başka türlü yazanlardan değilim. Bu, elimden gelmez. İçimde ne varsa, bütün duygularım yazılarımdadır… Şu var ki, İstiklâl Marşı’nın şiir olmak üzere bir kıymeti yoktur. Ancak tarihî bir değeri vardır.
 
Ve, gözleri, yemyeşil Şişli sırtlarında, dilinde bir dua gibi aynı nağme titriyor:
 
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.. s. 61

Millî edebiyatın en kuvvetli yazıcısı Mehmet Âkif, Feridun Kandemir 
 
(...)
 
Sonra onunla da kalmadı. Erkinlik savaşını kazanarak dünya tarihine kanındaki asaleti tanıtan, ulusuna yine en yaraşan marşı yazdı. Bugün için İstiklâl Marşı kadar bilmem ki hangi ulusun “Ulusal Marşı” kuvvetlidir? Ve onu okurken hangi Türk coşmuyor? Ve benliğini bu eşsiz eserin akışına kaptırmıyor. s. 75

Hoşgeldin Üstat, Vehbi Cem Aşkun 
 
İsmail Kara-Fulya İbanoğlu, Sessiz Yaşadım: Matbuatta Mehmet Âkif 1936-1940, Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları
 
 
İSTİKLÂL MARŞI'NI DEĞİŞTİRMEK İSTEYENLER

İstiklâl Marşı milli marş olarak kabul edildikten sonra hemen her devrede, çeşitli çevreler tarafından değiştirilmek istenmiştir ve halen de istenmektedir. Bazıları “korkma” “şafak” gibi kelimelerin yersiz kullanıldığını “ezan” kelimesinin laiklikle bağdaşmadığını ve "medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” mısraının medeniyet düşmanlığı ifade ettiğini söylerken bazıları da İstiklâl Marşı'nın bütün olarak bizi temsil etmeyeceğini iddia etmektedirler.

Tarihimiz Uçurumun Eşiğinde…

Yirmi beş yaşında gençlerimiz münşîyi, vak'a nüvis ve divan şairini şöyle bir tarafa bırakalım, İstiklâl Marşını okurken...

Kutlu Olsun!

Bizim milli renklerimizi gördükten sonra Mehmet Âkif'in şiirindeki şafak teşbihini onlara da maletmek...

"İdeolojisine İstiklal Marşı’ndan başka çerçeve aramayan bir Türk milliyetçisi olmakla övünürüm"

... İslâmcıların milliyetçiliğe bakışlarında son gelinen nokta İsmet Özel’in (d. 1944) 1980’lerin ikinci yarısından itibaren geliştirdiği ve son yıllarda tartışmalara yol açan Türklük vurgusudur.

İSTİKLÂL MARŞI'NA DAİR GÖRÜŞÜMÜZ

Filhakika İstiklâl Savaşı günlerinin ağır havasını teneffüs etmemiş, o kara günlerdeki şartları hiç tanımamış olan bugünkü nesle ve gelecek nesillere, milletin ve vatanın geleceği hakkında sönmez bir ümit ve iman, dönmez bir azim ve cesaret ve gururlu bir itimat telkin etmek istenildiği bir zamanda, sanki muhatabına ortada korkulacak bir şey mevcut olduğunu ve fakat kendisinin farkında olmadığını ihsas etmek istermiş gibi "Korkma" kelimesiyle söze başlamak, psikoloji itibariyle de isabetli olmasa gerektir.

Doç. Dr. Kâzım Yetiş - Mehmet Âkif'in Sanat-Edebiyat ve Fikir Dünyasından Çizgiler

Batı, medeniyet diye bizi aldatmış, biz medeniyet diye aldanmışız; aldatan kahpe olmaz da ne olur. Âkif'i medeniyet düşmanı olarak takdim etmek de ayrı bir aldatmaca değil midir?