Bursa'nın kurtuluşu dolayısıyla çıkarılan hâtıra kartpostallarında İstiklâl Marşı'ndan beyitler

 

Hazırlayan Mustafa İsmet Uzun, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif,  Bağcılar Belediyesi, 2011, s.149

 

"Bu ezanlar ki şahâdetleri dinin temeli"

Bir Okuyucudan: 
 
Bu ezanlar ki şahâdetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli

İdris Küçükömer - Düzenin Yabancılaşması - Batılaşma

Daha sonra birikim ve geniş pazar, sanayi devrimini getirdi. Bu bir yandan makineli ve kitle halinde üretim ve öte yandan da işçi sınıfının bir gecikme ile büyümesi demekti.

Safahat’ı... bugün baştan sona okumaya kalkışsam afakanlar boğar...

Hele Safahat’ı şiirden anlamadığımı göstermek için söylemiyorum– bugün baştan sona okumaya kalkışsam afakanlar boğar sanırım.

Yalnız İstiklâl Marşını yazan Mehmet Akif neticenin şüpheli olduğu bir zamanda...

8 şubat 1919 tarihinde Müttefikin orduları Başkumandanı Ceneral Franchet d’Espérey İstanbul’a gelerek ve at üzerinden...

Mehmet Akif’in çok sonraları tek dişi kaldığını söyleyeceği “canavar”

Gerek din, gerek ahlâk açısından bu kadar hastalıklı olan Batı uygarlığının, İslâmcıların inkâr etmediği dünyaya üstünlüğü, o halde neyle yorumlanacaktı?

"İstiklâl Marşındaki heybetli ve ahenkli heyecanın da bu marşın sözlerinden kuvvet aldığına inanıyorum."

Tevfik Fikret, bir zamanlar, daha çok, Avrupalılaşmış münevverlerimizce hissedilen bir istibdâda kızarak, İstanbul’a lânet yağdıran bir şiir yazmıştı: Sis

Âkif

Akif, medeniyet düşmanı değildir; iman esastı zira. Medeniyetle karşılaşmasına teknik vasıta oluyor.