Hilmi Yücebaş, Bütün Cepheleriyle Mehmet Akif
İstanbul, 1958, s. 150
Bu böyle de bunlar entipüften bir millet mi? Haşa. Bunlar tarihte zorlu devletler gurmuşlar, zorlu ordular gurmuşlar, zorlu sanayi gurmuşlar.
İşte öğle ezanı da okunuyordu. 1932 senesinden beri devam eden bir mecbûriyetle tabii Türkçe olarak...
Her gözde bu yaşın buğusu arkasından dirilen ve güneşe ulaşan ümit inancının mısraı da...
O senenin başlarında bir hadise olmuştur. Mehmet Âkif’in “İstiklâl Marşı” beğenilmiyor ve yerine bir “Millî Marş” yazdırılmak isteniyordu. Hattâ Ulus gazetesi bu iş için bir de müsabaka açmıştı.
Mısır’a gidişini ne mânâsız şeylere verdiler. Şapkadan ürktüğünü söylediler...
Bunun üzerine annem kardeşlerimle birlikte Kastamonudan Ankaraya geldiler. Artık Ankarada ailece yerleşmiş idik. Mehmet Âkif bu sıralarda İstiklâl marşını yaratmış, bu muvaffakiyeti 500 lira
Dünkü muhterem gazetenizde “Bu ne hürmetsizlik” başlığı altındaki yazınızı çok büyük bir tessürle okudum.