TÜRKÜM DOĞRUYUM İNTİKAMIM ÜLKEMDİR

İsmet Özel'in her birini tek bir kitap olarak tasarladığı ve İstiklal Marşı Derneği portalinde yayınlanan "Homeros'tan Karl Marx'a Şiirin Türk Tarihi", "Türküm Doğruyum İntikamım Ülkemdir", "Tersinden Edebiyat Tarihi" ve "Önce Namazdan Soracaklar" başlıklı yazıları "TÜRKÜM DOĞRUYUM İNTİKAMIM ÜLKEMDİR" adıyla neşrolunuyor. Kitap, İsmet Özel'in geçirdiği hastalığından sonra yayınlanan ilk yazısı olan "Başa Dönebilmek İçin Sonuna Kadar Gittim" serlevhalı önsöz mahiyetinde uzunca bir yazısı ile açılıyor. İsmet Özel Türkiye'nin ve dünyanın hali dolayısıyla yeni bir kitabı yazmaya başlamak durumunda kalarak tamamlamak üzere yarım bıraktığı yazıları terk ederek kitaplaştırdı. Lakin:

Terk ediş uyandırmıyor gidişi
Bir kalış sunmuyor durduğu zaman.

Kitabın önsözünden bir parça:

(...)

Ne ölçüde tuhafınıza giderse gitsin (eğer gidiyorsa) hakikat şudur: Âdem soyundan gelen bir insan olmak münfail olmadan fail olunamayacağını bilmeğe çıkar. Sizin anlayacağınız, ibadet yaratılmış olmanın yükünü üzerine almaktan duyulan memnuniyetin izharıdır. İnsanın yazıyor olması maruz kaldığı ters duruma terslenmekten geri durmayışının, durmayacağının, geri duran her kim olursa olsun onunla savaşmasının sonucudur. Sonuç mu dedim? Büyük hata… Sonuç yok. Yumak sarıldıkça sarılır. Okundukça okunur. Yazıldıkça yazılır. Okundukça yazılır. Yazıldıkça okunur. Çabalıyor, kendimizi yıpratıyor, sonuçtan haberdar edilmeksizin çabalıyoruz. Ölmeden yaptığımız işler ölmüşlerimizin ruhuna ya değiyor veya değmiyor. Değer sandıklarımız değmeyebilir. Değmez sandıklarımız değebilir. Hepimizin yükselişi, yani beşerî vasıflarımızı insanlık katına çıkarışımız bize verilene ne kadar liyakat gösterdiğimize mebnidir. Liyakat ancak sıra gözetilerek gösterilebiliniyor. Sırayı ne sebeple olursa olsun şaşıranlar helâk olmuştur. Kaprislerimiz sıra tanımaz. Sıra İslâm, iman, ihsan sırasıdır.

Ömürlerini Türk topraklarında geçiren kimilerinin sıra dışı kalmakla hava atma yarışı içinde bulundukları bu çağda sıranın kaçınılmazlığını ve şerefe vesile olan şeyin sadece sırasıyla, sıra olunarak, sıraya girilerek elde edileceğini savunmak kolay değil. Yazının, hak gözetilerek yazılan şeyin nimet nedir bilmeyen kimselere nüfuzuna imkân yok. Refah seviyesi kavramına hapsolmuş insanların da nimetle tanışık olmasına imkân yok.

(...)