"Ömrünü Türkiye'de tüketen insanlara vebayla kolera arasında tercih şartı getirdiler. Türkiye'de yaşıyorsan sıhhat yolunda bir tercih yapamıyorsun. Hep vebayı isteyenlerle kolerayı isteyenler aralarında tartışıp duruyor. İstiklâl Marşı Derneği bir sıhhat imkânı olarak doğdu."
Türklerin din gününde yüzüne bakılmayanlardan olmamaları onların yüzüne hilâlin gülmesi şartına bağlanmıştır.
Bizim ilk yapacağımız şey başta kendimiz olmak üzere merkezden muhite gâvurun dişini kıracak bir gıda haline gelmek.
Türkiye’de yaşayan insanlar Türk topraklarının akıbeti konusunda Türkiye dışında alınmış kararlara katılarak sadece kötü olabilirler.
"İstiklal Marşı Türk milletinin tarihten silinişi karşısında bir duruş ve bir ısrardır.
Kapitalizmin bir hasmı varsa bunun adı “Türk düzeni” olarak konabilir; sosyalizm veya komünizm olarak değil.
"Bugün geldiğimiz noktada, İstiklâl Harbi'nin mağlupları, İstiklâl Harbi'nin kazanılmış
Türk Milleti, Lâle devrinden itibaren yüzünü batıya çevirdi.” İyi, güzel… Bunu kabul edelim. Peki, bu millet yüzünü batıya çevirmeden önce yüzü nereye bakıyordu?
Türk milleti birçok kavmi bünyesinde erittiyse, bunu herhangi bir kavme mahsus kültür içinde erimemiş olmasına borçludur.