Türklük bir karakterdir. Türklük bir vasıftır. Türklük bir kavmin adı değildir. Yani kara derili bir Türk olur. Mavi gözlü ve sarışın bir Türk olur. Türklük asla babanın ananın dölüyle alakalı bir şey değildir. Türklük doğrudan doğruya senin kalbinle alakalı bir şeydir. Senin kalbin de Kâbe’dedir. Eğer Kâbe’ye teveccüh etmemişsen Türk olman imkânsızdır. Çünkü kalp Kâbe’dir. Çünkü orayı İbrahim oğluyla beraber İsmail’le beraber yaptı. Kalp Kâbe’dir. Kâbe’den başka kalp yoktur. Onun için bütün gavurlar kalpsizdir.
İstiklâl Marşı'nın bilinmesiyle Türkiye'nin bir mesafe kat edeceğini ya da yalnız mevcudiyetini muhafaza etmekle kalmayıp Türkiye dediğimiz ülkenin aynı zamanda dünyada itibar sahibi bir alan haline geleceğini söylüyoruz.
Kaç yüz yıl oldu ki, “Türk olsaydı Türkiye’ye bunu yapar mıydı?” sorusunu sorduran idarecilerimize alkış tutarak yaşıyoruz.
İstiklâl Marşı Derneği, İstiklâl Marşının kabulünü sağlayan meclis ile Lozan’ın kabulünü sağlayan meclisin aynı meclis olmadığını vurguluyor.
"Türkiye hiçbir meselesini, trafik meselesi de dâhil olmak üzere, millî mutabakat temin etmeden çözemez.
Türk milleti birçok kavmi bünyesinde erittiyse, bunu herhangi bir kavme mahsus kültür içinde erimemiş olmasına borçludur.
İstiklâl Marşı'ndan öğreniyoruz ki Türk Milleti'ne Allah'ın va'dettiği günler var.
Türkiye diye bir ülke olduğunu kabul ettiğiniz zaman Büyük Yunanistan’ın bir parçası olmadığımızı, Ermenistan’ın bir parçası olmadığımızı, Kürdistan’ın bir parçası olmadığımızı, Gürcistan’ın bir parçası olmadığımızı söylemiş oluyoruz.