Türkler haçlı seferlerinin başarısızlığa uğraması sonunda Avrupalıların bütün hükümranlık iddialarını iflas ettirerek Avrupa’da mukim insanların yaşadıkları topraklara hapsedilmesini sağlayan bir düzen kurdular. Türkler hiçbir devletle savaşmadılar. Türkler Hıristiyanlıkla savaştılar. Batıya doğru ilerlerken karşılarındaki orduların hiçbiri hiçbir devlete bağlı bir ordu değildi. Hepsi Haçlı ordusuydu. Yani biz Niğibolu’yu da Mohaç’ı da Haçlı ordusunu mağlup ederek kazandık. Gerçi Mohaç’ta Macarlar ağırlıklıydı ama gene o bir Haçlı ordusuydu. Yani Türklerin dünya tarihinde kendilerine bir yer edinmeleri gayri Müslim güçleri etkisiz bırakmaları suretiyledir. Başka hiçbir suretle olmamıştır.
İstiklâl Marşı, Türk milletinin tarih sahnesindeki mevcudiyeti hususunda ısrar edişinin belgesidir.
“Ben Türkiye aleyhine ne yapıyorum?” diye sorduğunuz an, anlarsınız ne yaptığınızı...
"Türkiye'de İstiklâl Harbi'nin intikamını almak isteyenler ve İstiklâl Harbi'nin kaymağını yiyenler;
"Türkiye'nin varlığı, dünyada İslâmiyet'in hâla bir siyasî organizasyon ve bir askeri güç olarak mevcut olduğunun gösterilişidir.
Kendi kurtuluşunu Türkiye dışında arayan bir insanın Türkiye’nin istiklâliyle ilgilendiğini söylemek çocukça bir şeydir.
İlk işimiz şeytanlaşmaktan kurtulmak olmalıdır. İlk işimiz. Şeytanlaşmak nedir? Şeytanlaşmak kendini bir bok sanmaktır.
"Dünya mı, Türkiye mi, hangisini feda edeceğiz? Türkiye'ye karşı dünyayı tercih etmek itikadi olarak