Biz İstiklâl Marşı Derneğiyiz ve hiç kimseden emir almıyoruz. Biz Türk milletine mensup olduğumuzu söylüyoruz ve Türk milletinin, kendi başının çaresine bakması ile beraber dünyada yaşayan bütün insanların istifade edebileceği bir yol açabileceğini savunuyoruz. Biz hak ettiğimiz şeyi ele geçireceğiz ve bu bizim hak ettiğimiz şey dünyada yaşayan bütün insanların işine yarayacak. “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl!” Biz Türk milleti olarak istiklâlimize kavuştuğumuz zaman Eskimolar niçin Eskimo olduklarını, Zulular niçin Zulu olduklarını, Bavyeralılar niçin Bavyeralı olduklarını ancak anlayacaklar. Bu olmadıkça yani Türk istiklâli temin edilmedikçe insanlık değil şaşkınlıktan, karanlıktan kurtulamaz. Yani cehaletten kurtulamaz, zulmetten ve zulümden kurtulamaz. Biz cahiliye devrini geride bırakmak suretiyle Müslüman olduğumuzu söylüyoruz. Bu, bütün insanlar için geçerli olan bir şeydir.
İstiklâl Marşı, milli marş olarak kabul edildikten kısa bir zaman sonra, Sakarya Meydan Muharebesinin Türklerin zaferiyle sonuçlanmasının hemen ardından, rafa kaldırıldı.
Türkiye’de yaşayan insanlar Türk topraklarının akıbeti konusunda Türkiye dışında alınmış kararlara katılarak sadece kötü olabilirler.
Biz Türkler bir Sivas Kongresi toplamamış olsaydık, bir İstiklâl Harbi vermemiş olsaydık şimdi İslâm’ın arz üzerinde ancak müzelik bir kıymetinden bahis açılabilecekti.
"XIII. asırdan beri burada gayri müslimler İslâm hukukunun ve Müslümanların hükümranlığını kabul etmek suretiyle hayat hakkına sahip olabildiler.
1982 Anayasası’nda İstiklâl Marşı’nın zikredilmesinin bir tek açıklaması olabilir: İstiklâl Marşı’nda dile getirilen şeylerin mevcudiyetinin ortadan kalkması tehlikesi barizdir.
Millî pazar, belli bir coğrafî alanda insanların hayatlarını birbirlerine bağlı devam ettirmeleridir.