Biz İstiklâl Marşı Derneğiyiz ve hiç kimseden emir almıyoruz. Biz Türk milletine mensup olduğumuzu söylüyoruz ve Türk milletinin, kendi başının çaresine bakması ile beraber dünyada yaşayan bütün insanların istifade edebileceği bir yol açabileceğini savunuyoruz. Biz hak ettiğimiz şeyi ele geçireceğiz ve bu bizim hak ettiğimiz şey dünyada yaşayan bütün insanların işine yarayacak. “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl!” Biz Türk milleti olarak istiklâlimize kavuştuğumuz zaman Eskimolar niçin Eskimo olduklarını, Zulular niçin Zulu olduklarını, Bavyeralılar niçin Bavyeralı olduklarını ancak anlayacaklar. Bu olmadıkça yani Türk istiklâli temin edilmedikçe insanlık değil şaşkınlıktan, karanlıktan kurtulamaz. Yani cehaletten kurtulamaz, zulmetten ve zulümden kurtulamaz. Biz cahiliye devrini geride bırakmak suretiyle Müslüman olduğumuzu söylüyoruz. Bu, bütün insanlar için geçerli olan bir şeydir.
"Bugün gelinen noktada Türkiye'de yaşayan insanların önünde iki yol var: Ya dünyanın kazançlı çıkması için
Ne zaman sadakat gösterdin de bundan dolayı zarara uğradın? Bunu kendi hayatınızda, kendiniz söyleyin.
"Millet hayatı için arkamızı birbirimize dayamamız lazım. Ama arkamızı dünyaya yaslamışsak,
İstiklâl Marşı baştan sona 41 mısra boyunca bir şey söylüyor. Bunu acaba kime söylüyor?
Bizim dünyada iki sistemi olan müzikten birisi olan Türk müziği elimizden alındı.
Biz diyoruz ki Tanzimat sonrasında Türk Milleti’nin varlığına yönelmiş tehditler başlangıçta lisana dair tehditlerdir.
"Ortaya yalınkılıç ne Türkiye'yi ne dünyayı kurtarmak üzere atılıyoruz. Hatta Türkiye'nin başına gelmekte olan felaketin anlaşılabileceği konusunda bile umutlu değiliz.
Türklerin din gününde yüzüne bakılmayanlardan olmamaları onların yüzüne hilâlin gülmesi şartına bağlanmıştır.