"1945 yılında Almanlar savaşı kaybettikleri zaman, Ernst Jünger’in tespit ettiği üzere, bütün milletler savaşı kaybetti. Buna mukabil irili ufaklı bütün şirketler savaşı kazandı. Yani 1945 yılından sonra dünya artık milletlerin değil, şirketlerin söz sahibi olduğu bir dünyadır. Şirketler hiyerarşisi bize acılı bir yarım asır yaşattı. Burada bizlerin bütün meselesi ne olsa gerek? İstiklâl Marşı Derneği bu soruya cevap veriyor: Meselemiz, Türk milletinin bu kaybeden milletler arasındaki (varsa) yerinin ve (varsa) mümeyyiz vasfının tefrikidir."
İnsanlar kâfirler eliyle, kâfirler diliyle öyle bir yola sokuldular ki her parçanın diğeri aleyhine işlediği bir terkip esas alındı.
İstiklâl Marşı’nın yer almadığı anayasa her halükârda 17. asırda doğmuş olan ya da en büyük şahlanışını gerçekleştirmiş olan Avrupa Medeniyeti’nin kıytırık bir ilâvesi olmayı kendisi için iyi sayacaktır.
"İstiklâl Marşı Derneği üyeleri olarak yerimizi -Rasûlullah'ın emrine uyarak,
İstiklâl Marşı, Türk milletinin tarih sahnesindeki mevcudiyeti hususunda ısrar edişinin belgesidir.
"Türkiye'de 80 sene sonra tekrar bu toprakları gasp etmek isteyenlerin önündeki yegâne engel İstiklâl Marşı Derneği'dir. Diğer engellerin tamamı tasfiye edildi. İstiklâl Marşı Derneği son ocaktır."
"Şerefimizi birilerine satmak üzere 'iman sahibi' olmayı gözeten insanlardan ayrıldığımız için
“Eğer Türkler Sakarya Meydan Muharebesi’ni zaferle sonuçlandırmamış olsaydı Anadolu’da bir tek Müslüman bırakmayacaklardı.”
"Nasıl Allah Rasûlü Muhammed (sav) son peygamber ise, Türkler de insanlığın son milletidir;