Eğer Osmanlı Devleti bir duraklama devri yaşadığında ve Osmanlı Devleti’nin çöküşü son derece yavaş ve son dakikaya kadar hasımlarını korkutan bir şey olarak, endişe içine salan bir şey olarak vuku bulmuşsa bunda doğrudan doğruya Türk kadınlarının sadece payı değil, etkisi var. Onlar hem cepheye gönderdikleri eşleri ve oğulları, hem de sosyal hayatın çekilip çevrilişinde helal-haram sınırını gözeten ve bu konuda kaideleri yerine oturtan kişiler olarak işi yürüttüler ve bundan Türk milleti kazandı.
İstiklâl Marşı, Türk milletinin tarih sahnesindeki mevcudiyeti hususunda ısrar edişinin belgesidir.
"Aklımızın bir başka yerimizde değil de, başımızda olması esastır. Etrafınıza bakın; aklı midesindeki insanlar ciddiye alınmak için deli taklidi yapıyor.
"Bugün geldiğimiz noktada, İstiklâl Harbi'nin mağlupları, İstiklâl Harbi'nin kazanılmış
Kim bugün Türkiye’nin mevcut sınırları aleyhine bir işin içindedir; o Allah’la savaşıyor demektir.
İstiklâl Marşı, ‘eğer Müslüman vasıflarına sadık kalırsa, Türk milleti tarihten silinmeyecek’ diyor.
"Şerefimizi birilerine satmak üzere 'iman sahibi' olmayı gözeten insanlardan ayrıldığımız için
“Ben Türkiye aleyhine ne yapıyorum?” diye sorduğunuz an, anlarsınız ne yaptığınızı...