Bir ülke -hangi ülke olursa olsun- karşılaştıkları zorlukları aşabilmek için, o zorluklarla başedebilmek için dünyada yürürlükte olan usullerden birini seçmek zorunda değildir. O usullerin üstüne çıkmış bir usul bulmak zorundadır. Türkiye bu bakımdan dünyadaki en talihli ülkedir. Çünkü Türkiye dünyadaki en tarihli ülkedir. Tarihsizlik talihsizliktir. Türkiye'nin tarihi vardır. Tarih demek zaten Türkiye demektir. O yüzden Türkiye eğer zorluklar bahis konusuysa bunları aşmada diğer bütün ülkeleri geride bırakır. Yani Türkiye'de halli uzun zaman alacak hiçbir zorluk yoktur. Biz bir meseleyi çözmeye gayret ettik de başaramadık diye hiçbir şey yoktur. O yüzden Türkiye Cumhuriyeti ilan edildiği günden bu güne kadar hiçbir millî hedefimiz yok. Türkiye Cumhuriyeti ilan edildiği günden bu güne kadar bir tek millî hedefimiz yok. Eğer olmuş olsaydı onu çoktan geride bırakmış olacaktık. Başka hedeflerimiz olacaktı. Yani daha doğrusu millî hedefimizi ileri götürecektik.
İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu.
"Türkçe bir kavmin dili değildir. Türkçe bir itikad dilidir. O da İslâm'dır.
Bizim kendimize mahsus bir hayatımız olması ve dünyada yaşanacak yer olarak Türkiye'nin işaret edilmesine sebep olacak bir donanıma sahip olmamız bizim şuurlu bir şekilde iktisadî bir düzenlemeye başvurmamızla mümkün olacak.
"Ömrünü Türkiye'de tüketen insanlara vebayla kolera arasında tercih şartı getirdiler.
"'Eğer bizi Avrupa Birliği'ne almazlarsa Kopenhag Kriterleri'ni Ankara Kriterleri yapar, yolumuza devam ederiz' demek, 'biz gâvurlaşmaktan asla caymayacağız...