İstiklâl Marşı’ndan bir anayasa çıkar ve bu anayasa modern kültürün istikameti hakkında insanlara bir şey öğretir. İstiklâl Marşı esas alınmaksızın yapılan bütün anayasalar modern kültürün kuyruğuna takılarak yapılmış anayasalar olacaktır. İstiklâl Marşı’ndan çıkan anayasa modern kültürün istikameti hakkında insanlara bir şey öğretecektir ama İstiklâl Marşı’nın yer almadığı anayasa her halükârda 17. asırda doğmuş olan ya da en büyük şahlanışını gerçekleştirmiş olan Avrupa Medeniyeti’nin kıytırık bir ilâvesi olmayı kendisi için iyi sayacaktır.
“Ben Türkiye aleyhine ne yapıyorum?” diye sorduğunuz an, anlarsınız ne yaptığınızı...
Ama bu İstiklâl Harbi’dir kurtuluş savaşı değildir. Bağımsızlık savaşı da değildir. Çünkü burası Yunanistan, Ermenistan, Gürcistan, Kürdistan, Irak, Suriye değil. Türkiye!
Türkiye’nin yaşama şartları bakımından özenilir bir yer haline gelmesi Mekke ve Medine’nin İslâm kültürüne geri dönmesinin başlangıcı olacaktı.
"Türkiye'nin varlığı, dünyada İslâmiyet'in hâla bir siyasî organizasyon ve bir askeri güç olarak mevcut olduğunun gösterilişidir.
"Türkiye Mekke ve Medine'yi korumaktan aciz düşen insanların söz geçirebildikleri yegâne saha olarak doğmuştur.
"Türk milleti XIII. asırda doğmuştur ve bu doğumda ebeliği Yunus Emre yapmıştır.
"Din gününü, hesap gününü hesaba katmadan da Müslümanlıkla iştigalimiz bahse konu edilebilir.
1921 yılında olduğu gibi Türklerin tarih sahnesinden silinme tehlikesi bugün de var.