Millet olarak bizim varlığımıza kastedenler elimizden birçok koz diye tutuğumuz şeyi aldılar. Yani bunu hesaba katmamız lazım. Yani bizim dünyada iki sistemi olan müzikten birisi olan Türk müziği elimizden alındı. Yani yok edildi. Bunun bir şekilde şahsiyetimizle, milli varlığımızla bağını işaret etmek gerekiyordu. Başka bir yol yoktu. Bir de Türkiye'de insanların ilgilerinin çok gevşek, yalama olduğu bir ortamda şarkı söyleyebilmek de iyi bir şeydir. Bunu da göstermek lazım. Yani şarkı bile söyleyemeyen insanların neye yaradıklarını doğrusu merak etmelidir.
Bizim ilk yapacağımız şey başta kendimiz olmak üzere merkezden muhite gâvurun dişini kıracak bir gıda haline gelmek.
"Din gününü, hesap gününü hesaba katmadan da Müslümanlıkla iştigalimiz bahse konu edilebilir.
İstiklâl Marşı Türk milletinin geleceğinin karartılamayacağı konusunda hem bir vaat, hem bir teçhizat, hatta mühimmat olarak düşünülmüştür.
"86 yıllık devlet hayatımızı manasız geçirmiş bir toplumuz. Bunu manalandırmak isteyen az sayıdaki insan sürekli eza ve cefa içerisinde bırakıldı
Dünyayı kendi standartlarına icbar eden bir Avrupa Medeniyeti bahis konusudur ve İstiklâl Harbi bu standartları hiçe saymak için verilmiştir.
İstiklâl Harbi’ni, “Ben bu toprakları gâvura yedirmem.” diyen bir avuç insanla kazandık.
"Biz İstiklâl Marşı Derneği'ni Türkiye'nin varlığının tehlikede olduğu görüşüne sahip olduğumuz için kurduk. Türkiye'nin durumu pek o kadar da kötü değil diyen...